20.06.2020
Perde Arası
Çevirmen: NatsuJun
Etrafı toplamayı sevdiğim doğrudur.
Gerçi, çok başarılı olduğum söylenemez.
Ama yine de yapmak bana keyif veriyor.
Devrilmiş, dağılmış, kenara atlmış ve başıboş şeyleri güzelce düzenlemeyi
seviyorum.
Çünkü, bunu yapınca harika hissediyorum.
Odada sadece ikimiz kaldık. Valizi doldurmaya nereden başlayacağımıza dair
ufak bir fikir alışverişi yaptık, sonra birkaç boş kutu ve çöp torbası bakmaya
gitti o. Beklemek üzere yalnız bırakıldım.
Odaya bakınınca gayet muntazam düzenlenmiş olduğunu gördüm, neredeyse
temizleyecek hiçbir şey yokmuş gibi. Benim odamdan farklı. Benimki
kadar gereksiz şeyler olmadığını hissettim.
Fakat, odanın köşesinde, yatağın başının hemen yanında bir kalabalık var.
Peluş oyuncaklar, kedi temasıyla bezenmiş eşyalar, hepsi o köşeye
istiflenmişti. Hepsi muhtemelen sevdiği veya onun için önemli olan eşyalardı.
Hepsi oraya düzgünce konmuş.
Monoton renklerin mavi, açık mavi ve gümüş gibi çeşitli ferah renklerle
karıştığı bu odada, genç bir kızın güzelliğini gösteren o köşe elbette en çok
dikkat çeken yerdi.
Oyuncak peluş bir pandayı okşarken bu köşenin çok tatlı ve iç ısıtan bir
yer olduğuna karar verdim.
Kısa bir süre sonra, bir peluşun arkasına saklanmış plastik bir torba
buldum.
Düz, siyah ve dikdörtgen bir şey, böyle tatlı bir köşeye ait değilmiş gibi
hissettirdi.
Bu torbayı bir yerden görmüşüm gibi geldi, bu yüzden ister istemez elim ona
uzandı.
Ucundan birazcık açtım. Ufak aralıktan bakınca, bir hatıra fotoğrafı
gördüm. Benim de buna benzer bir tane vardı. Ailemle gittiğim bir etkinlik
sonunda aldığım bir şeydi.
Bakmamak daha doğru olur biliyorum, ama buna rağmen açtım.
Fotoğrafta tanıdık duran iki yüz vardı.
Yüzleri hafif şaşkın ve her nedense komik görünen ama kesinlikle mutlu iki
yüz.
Ve sonra çömeldim, varlığımı gizlemek istermiş gibi gözlerimi sıkıca, ve
elimi sıkarak yumruk yaptım.
O an için tek düşünebildiğim, ‘Ah, tam beklediğim gibi.’ idi.
Merak ediyorum acaba o ikisi konuyu adamakıllı konuştular mı. Her zaman
bunu merak etmişimdir, ama samimi düşüncelerim daha çok bir ferahlamadan yana.
Tatlı olduğunu düşündüm. Bu fotoğraf, ona özenle bakması ve saklama
hareketi, hepsi tatlı şeyler.
Bu yüzden usul usul geri koydum, orijinal yerine.
En iyisi unutmam.
Hiç görmemiş gibi davranmalıyım.
Bu an hiç yaşanmamış gibi yapamam, ama en azından unutabilirim.
Eminim, bu durumda o da öyle yapardı.
Fotoğratfta herhangi bir dekorasyon değildi, ama yine de büyük özenle
hazinelerinin en derinine saklamış.
Duygularını kelimelere aktarmadan veya harekete dökmeden tam olarak burada
saklamış.
Belki bunu sorsam daha iyi olacak. Şakacı bir tavırla onu kızdırırak
sorabilirim. Sonra kahkahayı basarak onu desteklediğimi falan söylerdim, öyle
bir şeyler işte. Ama eğer gerçekten bunu yaparsam, her şey son bulabilir.
Eğer sorup sorgulasam eminim inkar edecek ve öyle olmadığını söyleyecek,
bunun imkansız olduğunu belirtecek ve her şey orada sonlanacak.
Kabullenmeyecek, görmezden gelecek, yoksayacak ve umursamayacak.
Bunlar hiç olmamış gibi davranacak ve bunu unutup her şeyi yok edecek.
Tam da bu yüzden asla sormayacağım.
Hissettiklerini duymak haksızlık.
Duygularını başkasına söylemek haksızlık.
Ama, bu onun duygularını öğrenmekten korkmamdan.(O=Hachiman)
En büyük haksızlık da onu suçlamak olur.(O=Yukinon)
İşin doğrusu, uzun zamandır farkındaydım.
Benim dahil olamayacağım bir yer var. Kaç kere bu kapının önüne gelsem de
onları bölmemenin en iyisi olduğunu düşündüm, en iyisi sadece takip edip
dinlemekti.
İşin doğrusu, uzun zamandır farkındaydım.
Oraya gitmek istediğimin de öyle.
Tek istediğim buydu.
Bu yüzden, gerçek şu ki...
Böylesine içten, hiç istememiştim.