18.06.2020
Kısım 3
Çevirmen: Gölge
Okuldan sonra.
“İyi çalışma---“
Tenis pratiğim bitince, diğer ilk yıllara
katıldım ve tenis kortunu geride bıraktık, tenis malzemelerimizi kulüp odasına
bıraktık ve zaten okul formalarımız üzerimizdeydi. Ne zaman takımla bir kulüp
aktivitesi yapsak, tren istasyonuna yürürdük ya da çabucak eve dönerdik, ama
bugün okul binasından saptım ve küçüklerin alanını ziyaret ettim.
“Ah şimdi, şimdi.”
Kızlar Lakros takımını altı aydır koştuğum
yerde buldum. Yakalarındaki kıvrımları karşılaştırınca, üniformalı kızlar
geçici alanda koşuyorlar, birbiriyle kesişen elleri bir topa uzanıyorlar. Bu
arada, dalgalanan etekleri, erkeklerin ilgisini çekiyor. (tozluk giyseler
bile).
“Buldum seni, Akeno.”
Kızların arasında, Akeno gözle
görülür derecede parlıyordu. Yaz sıcağından terlese de, hala canlandırıcı
şekilde gülümsüyor. Şu korkunç kız, arkadaşlarının yanında masum yüzünü
gösteriyor…
Bu kulüp aktivitesi biraz sonra
biter. O an için, onu beklemek üzere, okul binasında bir gölge aramaya
ilerledim.
***
Kulüp aktivitesinden sonra okuldan
çıkmak için bana katıldı. Akeno’nun, çağırmamın üstüne, öğlen boyunca aniden
daveti kabul etmesi epeyce uysaldı. Ortaokul ayakkabı raflarından bisiklet park
bölümüne (okula bisikletle geliyor) geçtik, okuldan çıkana kadar çok az konuştuk.
Kararımı verdim ve ona bir şeyler sordum.
“Arkadaşlarımın yanına gelince, gerçekten
endişelendim.”
Akeno bisikletini iterken, çekingen bir
şekilde kabullendi.
“Anlıyorum.”
Anlıyorum. Ben Akeno’yu dışarıda ararken,
arkadaşlarıyla beraber çıkmıştı, beni iyice incelediler. Bence dün sabah
Akeno’ylaydılar.
“Utandırıcı olmalı…”
“Utandım da…”
“Öğle arası boyunca, ben de utandım.”
“Biliyorum. Yani bunun için yakınmanın bir
anlamı yok.”
“Can sıkıcı olduysa, bir daha yapmam.”
“Ama, böyle olursa, iletişimimiz zor olacaktır.”
Akeno bunu söylerken endişeliydi.
Ama, birbirimizle nasıl iletişim kurabilirdik ki? Derin düşünceler içinde
başımı eğerken, o bir kez başını salladı,
“Birbirimize telefon numaralarımızı
versek?”
Beklenmedik bir teklifti.
“Peki …”
“Telefonun yok mu?”
“Hayır, var, ama…”
“Peki, biz sadece iki gündür tanışıyoruz,
bir şeyler konusunda çelişmek istemeyiz, ama…”
“Hayır demek istediğim o değil. Sadece
biraz şaşırdım.”
Çünkü muhtemelen her erkeğin aşk itirafını
geri çevirecek bir tipti, bence kişisel bilgiler konusunda çok dikkatli
olmalıyım.
“Ama bu senin için işe yarar olacak. Bunu
yapmak kesinlikle doğru, biliyorsun. Çünkü bana göre bu birbirimizi ilk
arayışımız olmayacaktı.”
Bu şekilde, aldırmadığını belli etti. Bana
güveniyor mu ya da şartları rahatlıkla özel hayatının üzerinde tutan biri mi?
Peki, muhtemelen sonuncu seçenek…
“Peki, birbirimizin adresini almadan
geçmedik. Bu durumda sorun yok derim.”
Telefonlarımızı çakardık, telefon
numaralarımızı ve e-mail adreslerimizi birbirimize verdik.
Okuldan kaçtık. Nanaobi İstasyonu’na doğru
alışveriş bölgesinden geçtik.
Bu arada Akeno’nun evi bu yönde. Muhtemelen
Shiraishi-cho’da yürüyerek 45 dakika civarı.
“Ve benim evim okulun kuzeyinden 15 dakika.
Basitçe söylersek, yürüyüşe bir saat ayırdık.”
“Bu makul bir uzaklık. Ve bizim gibi aynı
rüyayı deneyimleyenler de ….”
Anlamadığım başka bir şey var. Rüyama
ikişer kez çocuk parkında başladım, ama Akeno muhtemelen iki kez de Suijou
Akademisi’ndeydi.
“Başlangıç konumumuzun aynı yerde olmasının
nedenini merak ediyor musun?”
“Hatırladım da, eşyalarımız da sabit değil
mi? İkidir üniformam üzerimde …?”
“Bende de bu üniforma var. “Okul ve
üniformayı” anlayabiliyorum ama “Park ve üniforma” bir gizem … Konum ve
eşyalarımız iki farklı konu mu?”
Okul üniformalarımızla olmamızı
anlayabiliyorum. Bize göre, çoğu zaman üniforma giyeriz, muhtemelen bu duruma
aşina olmakla alakalı. Ama başladığımız yerlerin nedenini anlayamıyorum.
Okullar çocukların parkı olabilir… Orada anılarımdan gelen bir yer olmalı, ama
bu yer eski düşüncelerime ait. Doğrusunu söylemek gerekirse rüyamda gittiğim
parkı unuttum.
Bu konuyu yarın Teru-san’a soracağım.
Az sonra alışveriş bölgesinden çıkarız.
Shiraishi-cho’daydık.
“… … Burada. Bu yerdi.”
Eski arkadaşlarım ve ben, bu yolu eski
evimden Shiraishi Ortaokuluna geçmek için kullanırdık. Burada, rüyamda, Akeno
ile karşılaştım ve buraya bir canavarı takip ettiğim için geldim.
“Bu gerçekten bir rüyaydı, değil mi?”
Canavarı tamamen duvara çarpmış olarak
görmeyi umuyorduk, önceki gibi burada durmalıydı.
“Bana tamamen gerçek göründüler.”
“Haklısın.”
Bir süre sessizce yaya geçidine baktık,
daha önce ne olduğunu net bir şekilde hatırladık.
Valkyrie “Tekrar görüşeceğiz.” dedi.
Üçüncüsü de olacaktı. Bu geceki sözde rüyada bunun olacağını hissetmiştim.
“Na, Akeno, bu gece buluşabilir miyiz?”
Bunun üzerine de düşünüyor olmalıydı.
“Tamam!”
Sorumu hemen cevapladı.