18.06.2020
Prolog
Çevirmen: Euphia
*ting*
“…he?”
Lucas gözlerini açtığında, önündeki bildirim penceresine bakarak
talihsizliğiyle karşılaştı.
“Terkedildiğime inanamıyorum, Feredir, Ravi… İkinize de bunu ödeteceğim.”
Lucas 2 eski takım üyesine küfrederken dişlerini sertçe gıcırdattı ve sonunda
etrafındakileri farketti.
“…Neredeyim..ben?”
Öfkesini tutup, hala sağlam olduğundan emin olmak için başını tutarak yerden
kalkarken, 17-18 yaşlarındaki beyaz saçlı oğlan, etrafına baktı.
Baktığı her yer karanlıktı, ki bu bir mağaranın içinde olduğunu gösteriyordu;
yukarı baktı ve bir insanın girebileceği boyuttaki açıklıktan bulutsuz, mavi
gökyüzünü gördü – oradan düşmüş olmalıydı.
Görüşünün en yukarısına, sağına baktı ve üzerinde ismi, mesleği ve leveli [LVL
1 Acemi Lucas] tarafından takip edilen, altında MP diye de bilinen [Mana
Puanları] bulunan, [Yaşam Puanları]’nı (HP) doğruladı.
“Aaah… Sadece bir HP’min kaldığına inanamıyorum… neredeyse ölüyormuşum.”
Doğru, hala Level 1, acemi olduğu için HP barı [1/100] kaldığını gösteriyordu.
Fakat, hala 1 canı kalmış olsa da, MP barının altında gösterilen [Kan
Kaybediyor] statüsü yüzünden, kalan 1 HP’yi de birkaç saniye içinde
kaybedecekti.
“[Envanter]”
Eşit karolarla kaplı tanıdık, mavi bir levha *ting* sesiyle envanterini
gösterdi. [Acemi Sağlık İksiri]’ni seçti ve içinde kırmızı bir sıvı bulunan
küçük şişe elinde belirdi. [Acemi Sağlık İksiri]’nin kullanıcıya 100 HP geri
kazandırma yetisi vardır. Bir Level 1’in en az 100 HP’si olduğundan, çoğu acemi
onu para biriktirmek için kullanır.
Lucas, HP barını izlerken iksiri çabucak içti.
“..Haah.. başardım. Şimdi.. buradan nasıl çıkarım?”
Dolu HP barını görünce sakinleştiği için, etrafını tekrar kontrol etti.
Öncekinden farklı olmadığını görünce, bir çıkış yolu bulma ümidiyle karanlıkta
yürümeye başladı.
Aynı zamanda [Acemi Hançeri]’ni de kuşandı, çünkü yol boyunca bazı canavarlarla
karşılaşması muhtemeldi.
“…Burası savaşmak için çok karanlık..”
Baktığı her yerde, yalnızca karanlıkla karşılaştı. Bir düşmanın ne zaman ortaya
çıkacağını tahmin etmenin hiçbir yolu yoktu, fakat bu zindanı ilk keşfeden kişi
olduğuna memnundu, hala Level 1’deydi. Her ne olursa olsun bu zindan işsiz
biri, hatta bir acemi için çok fazlaydı. Güvenebileceği hiç kimse yoktu,
partisi onu terketmişti, oyunu gerçek hayattaki arkadaşlarından gizleyerek
oynamaya devam etmişti, ve bir acemi olarak, oyunda bir tane bile arkadaşı
yoktu.
Bu karanlıkta yapayalnızdı.
Kendi içgüdülerine bel bağlayarak ilerlemeye devam ederken, her adımının
güvenli olup olmadığını yavaşça kontrol ederek dikkatli bir şekilde karanlığa
yürüdü.
Yürümeye başladıktan 15 dakika sonra, nihayet düşman ortaya çıkmıştı, ve sadece
bir tane değillerdi.
*ki ki kikiki ki kiki*
Lucas her tarafından yarasa seslerine benzer bir şeyler duydu.
Kendi ölümünü öngörerek, tereddüt etmeden can havliyle ters yöne koşmaya
başladı. Ancak yarasalar hala takipteydi.
Lucas’tan hızlı olan yarasalar çabucak ona yetişti ve saldırmaya başladı.
Bir yarasa Lucas’ı kolundan ısırdı ve HP’sini %30 azaltmayı başardı.
Bunu gördükten sonra, Lucas’ın rengi anında soldu ve tavanındaki boşluktan
güneş ışığı giren tanıdık diriliş noktasına ulaşana kadar koşmaya devam etti.
Boşluğun altında, tam ortada duran Lucas arkasını döndü ve nihayet rengini daha
da solduran saldırganın anlık bir görüntüsünü yakalayabildi.
[LVL 31 Dracula Yarasa]
“TAMI TAMINA 30 LEVEL FARK MI!!!???”
Elbette bunu düşünür düşünmez, ilk ölümünü tecrübe etti , ya da?