19.06.2020
Olayın Akıbeti ve Boreas Stili Selamlama
Çevirmen: NatsuJun
Kısım 1
Kaçırılma olayını tezgahlayan kişi kahya
Thomas çıktı.
Evvelki kötü adamların bahsettiği sapık
soylularla bağlantısı varmış.
Bu bahsi geçen sapık soylunun Ojou-sama'ya
uzun zamandır ilgisi varmış ve bu kendini bilmiş vahşi canavara karşı sadistçe
arzular içindeymiş.
Thomas'ın para deyince gözü dönmüş ve bu
iki adam aralarında anlaşıp benim planıma dahil olmuşlar.
Cidden.Böyle hainler de varmış piyasada.
Eğer böyle bir şeyler yapacaksan haberim
olsun, tamam mı?
Ama planları suya düştü, çünkü benim
tuttuğu iki adamdan kaçabilecek kapasitede olduğumu düşünemedi.Ayrıca tuttuğu
adamlar sandığı gibi sadık değillerdi.
Sapık soyluya gelince, tüm her şeyi inkar
etti, ama onu cezalandırmak elimizde değildi.
Sadece Thomas'ın itirafına dayanarak
suçlamamız kanıt olarak yeterli olmazmış, ayrıca ölen iki adamla beraber tüm
kanıtlar tarihe karışmış.Böylelikle o sapık soyluyu suçlu çıkaracak hiçbir
kanıt kalmamış, amaaan neyse işte.
Şüpheli olduğu aşikar ama kanıt olarak
kullanılamıyor.Galiba bu, sözde politika yapmak dedikleri şey oluyor.
Olay sanki her şeyi Ghyslaine halletmiş
gibi aktarıldı.
Tüm dünyaya Greyrat ailesinin Sword-Kral
Ghyslaine'i paralı asker olarak tuttuğunu bildirip, bu olayı caydırıcı olarak
kullanıp ayrıca ailenin gücünü ve engin servetini sergilemiş oldular.
Biraz sorgulandıktan sonra, bu meseleden
uzak durmamı emredip gerisini Ghyslaine'e bırakmamı söylediler.
Eğer benim varlığım diğer Greyrat aile
üyeleri tarafından bilinecek olursa işler içinden çıkılmaz bir hal alırmış.
Bu da bir çeşit politika öyle mi?
Diğer Greyrat aileleri ha.
'Meseleyi böyle halledeceğiz.Sorun yok
değil mi?'
'Elbette.Dileğiniz benim için bir emirdir
efendim.'
Philip üstte bahsettiğim konuları misafir
odasında açıkladı.
Sadece, Philip'in lordun oğlu olduğunu
biliyordum, ama aslında Roa'nın belediye başkanlığı görevi onun
yükümlülüğündeymiş.Bu olayın sorumluluğu da tamamen ona yüklenmiş durumda.
'Kızının kaçırılmış olmasına rağmen, bayağı
sakin görünüyorsunuz.'
'Eğer hala kayıp olsaydı endişe ederdim.'
'Haklısınız.'
'Eh.Eris'in özel hocalığı mevzuna
gelince...'
Philip gelecekle ilgili meseleler üzerine
konuşmaya başlıyor, ardından kapının yine sertçe tekmelenip açılmasıyla beraber
enerjik Jii-san içeri dalıyor.
'Duyydum!'
İçeri dalan kişi Sauros.
Odaya kabaca giriyor, ardından kafamı
tutuyor.
Ve acıtarak başımı sıvazlıyor.
'Duydum ki Eris'i sen kurtarmışsın, doğru
mu bu?'
'Ne ne ne ne ne diyorsunuz? Her şey
sekreter hanım(Ghyslaine) tek başına yaptı.Ben hiçbir şey yapmadım!'
Sauros'un güzleri parladı birden, sanki
vahşi bir hayvanınki gibi.
Ko-korkunç.
'Lan fırlama.Bir de bana yalan mı
söylüyorsun!?'
'Y-yo, sadece Philip-sama böyle yapmamı
isteyince...'
'Philip!'
Sauros arkasını dönüp Philip'in suratının
tam ortasına bir tane yerleştiriyor.
Baamm~ felaket bir gürültü odanın içinde
yankılanıyor.
'Uaahhh!'
Suratına yumruğu yedikten hemen sonra
ötedeki koltuğa kadar uçuyor Philip.
Bu çok hızlıydı.Bu yumruğun hızı yanında
Eris'in ki kaplumbağa gibi kalır.
'Seni hergele! Kızının kurtarıcısına bir
teşekkürü bile fazla mı görüyorsun! Yoksa ona soyluların yaptığı ahmakça
rolleri mi öğretiyorsun?'
Yere yığılmış olan Philip sakince
cevaplıyor.
'Baba.Paul'un bizle bağını koparmasına
rağmen hala Greyrat kanı taşıyor.Böylece doğal olarak oğlu Rudeus'un
damarlarında ailemizin kanı akıyor, yani o bizden biri.Bir dünyevi ödüle
kıyasla ona ailenin bir üyesiymiş gibi davranmak daha iyi olur diye düşündüm.'
Philip yediği dayakla yerle bir olmasına
rağmen ses tonunda hiçbir değişiklik yoktu.
Belki Sauros'un yumruklamasına çoktan
alışmıştır.
'Eğer öyle diyorsan peki! Sadece soyluların
yaptığı pisliklere uyma!'
Philip'in dediklerini duyduktan sonra
Sauros koltuğa oturdu.
Görünüşe göre vurduğu için birinden özür
dileyen biri değil.Burası fiziksel cezalandırma dünyası.
Böyle demişken, Eris de bana vurduktan
sonra özür dilemedi.
Hatta kurtardıktan sonra teşekkür bile
etmedi...Neyse, şimdilik bununla uğraşmayacağım.
'Rudeus!'
Sauros kollarını bağlayıp başını dikeltiyor.Gözleri
tüm vücudumu baştan aşağı inceliyor.
Bunu sanki bir yerde görmüştüm.
'Senden bir isteğim var!'
Eh, birinden bir şey rica ederken
takınılacak tavır bu mu?
Bu yönden aynı Eris'e çekmiş.----Yani,
tıpkı kendisi gibi.Çocuk taklit ediyor.
'Umarım Eris'e büyü öğretirsin.'
'O konu hakkında.'
'Eris az önce benden istedi.Dedi ki
Rudeus'un büyüsü onu derinden etkilemiş, gitmeni istemiyor.'
Aslında, tıpkı dediği gibi, gözleri
kamaştıran bir büyü istiyorsun değil mi?
'Elbette....'
Aslında hemen kabul edecektim ama tam o anda
ağzımı kapattım.
Eris'in böyle olmasının sebebi Sauros'un
onu bu kadar pohpohlaması olabilir.
Böyle demem doğru olmayabilir, fakat
Sauros'u ne kadar taklit ettiğine bakarak ondan ne denli etkilendiğini
anlayabiliyorum.
Eris'in gelişmesi ve olgunlaşması için,
daha fazla pohpohlanmaması lazım.
Eris'in düzgün yetişmesi için bir
yükümlülüğüm olmamasına rağmen böyleyken ona bir şey öğretemem.
Durum öyle gösteriyor ki onu yavaş yavaş
düzeltmeye sorunu gördüğüm yerden itibaren başlamam gerekecek.
'Bu mevzu Sauros-sama'nın rica etmesiyle
değil de Eris'in gelip şahsi olarak talep etmesiyle gerçekleşmeli.'
'Ne dedin sen!?'
Sauros sanki patlamaya hazır bir volkanmış
gibi yumruğunu havaya kaldırıyor.
Ürkerek yüzümü gizliyorum.Bu Jii-san cidden
nükleer bomba gibi.
'Belli ki birisinden bir şey isteyecek, ama
kimseyle yüz göz olup baş eğmek istemiyor.Eris'i böyle bir yetişkin olarak mı
görmek istiyorsunuz ileride?'
'Oh! Çok doğru söyledin! Haklısın!'
Sauros yumruğunu gürültüyle dizine vuruyor
ve biraz zoraki başını sallıyor.
Ardından dudak uçuklatacak derecede yüksek
bir sesle:
'ERİ-----S! Hemen oturma odasına gel!'
Neredeyse kulak zarlarım yırtılmış gibi
hissettim.
Böylesine bir sesi çıkarabilmek için kaç
beygir gücünde ciğer kullanıyor acaba?
Ama Eris de aynı bunun gibi.Mesajı
hizmetçilerle iletmek gibi daha medeni yöntemler yok mu ki?
Ah bu balta girmemiş ormandan gelen
hödükler...
Philip tekrar koltuğa oturuyor ve öncekinin
yerine gelen kahya(sanırım adı Alphonse idi) kapıyı kapatıyor.Sauros'un her
zaman rüzgar gibi girip çıktığını duymuştum, demek bu yüzden kapıyı hemen
kapatmıyorlar.
Kapıyı kaba kuvvetle açıp girmeyi hakikaten
seviyor, ama çekerek açmak işine gelmiyor.O derece bencil bir Jii-san bu.
'Efendim!'
Odadan bir cevaplama sesi geldi.
Hemen ardından tak tak koşma sesleri
duydum.
'Geldim!'
Dedesininki kadar aurası olmamasıyla
birlikte Eris de aynı şekilde kapıyı kabaca açıp içeri giriyor.
Sanki Eris'in hareketleri dedesininkileri
standart alıyormuş.Çocuklar sahiden taklit etmeyi çok seviyorlar, hmm.
Eğer ilk gün dayak yemiş olmasaydım belki
bu sahneden etkilenirdim, ama bugün için diyeceklerimde net olmam gerek.
Bu kötü alışkanlık değişmeli.
'Ah...'
Eris beni otururken görünce çenesini
kaldırıp dik dik bana bakıyor.
Acaba bu Boreas ailesinin öğretilen bir ürkütme
pozu falan mı?
'Ojii-sama.Talebimi dile getirmemde
yardımcı oldunuz mu?'
Sauros abartılı bir şekilde doğrularak
kollarını birleştirerek Eris'e bakıyor.
Aynı pozdalar.
'Eris! Başkalarından isteyeceğin bir şey
varsa eğer başını eğip onlardan talep etmen gerekir!'
'Ama az önce Oji-sama bana yardım
edeceğinize söz vermiştiniz...'
'Zırvalamayı kes! Eğer kendin istemezsen
Rudeus'u tutmuyoruz!'
Eh?
Ne-ney!?
Ah, ama, doğru, şey...
Hassiktir.Az önce kendi mezarımı mı kazmış
oldum!?
'Arghh, aghh...'
Eris yüzü kızararak bana bakıyor.Bu
utandığından değil, aşağılanmanın getirdiği öfkeden ötürü.
Eğer Oji-sama burada olmasaydı, cehennemin
dibine girsen bile seni bulur kıyma gibi doğrardım, der gibi bakıyor.
Dehşet verici...
'Lü-lütfen...'
'Birinden böyle mi talepte bulunuyorsun!'
Diye bağırıyor Sauros.
Bunu sen mi diyorsun?
'Ahh...'
Bunun duyduktan sonra Eris saçını tutup iki
kuyruk yapıyor.Eğreti bir iki kuyruk ve göz kırpıyor.
'Lü-lütfen Eris'e büyü öğret, nyan~☆'
Kısım 2
Heh!?
Rüya mı bu? Bilincim kara bulutlar altında
kaldı, sanki bir kabus içindeyim.
'Bana dil öğretmene gerek yok, nyan~☆'
Nööeeeeyyyy~~ Rüyada mıyım!?
Ne-neler oluyor.Bu ne be?
İlaveten bir boyut makinesi mi aktifleşti!?
Hadi hemen 2 boyutlu dünyayı yükle ve beni
Manga cennetine yolla!
'Bana matematik öğretmene de gerek yok,
nyan~☆'
Sonuç olarak.Korkunç ötesi.Tüyler
ürpertici.
Dudakları gülüyormuş gibi görünse de
gözlerinin içi hiç gülüyormuş gibi değil.Sanki bir avcının gözleri gibi.
Bu dünyada birinden bir şey rica ederken
böyle mi yapıyoruz!?
İnanamıyorum...
'Bana sadece büyü öğret, nyan~☆'
Ne dedin sen? Şaka yapıyorsun değil mi?
Davranışların sanki daha çok bozuldu?
Lütfen Eris'in yüz ifadesine bakın bir.
Yüzü öfkeden kıpkırmızı kesilmiş ki, sanki
eğer bu durumda olmasam seni öyle bir yumruklardım ki cehennemin en
derinliklerinden doğru cennete uçardın, diyor.
Öfke 8, aşağılanma 2, ama gram utanma
yok...?
S-Sauros Jii-san lütfen kafasına bir tane
yerleştir ve ağzının payını ver.
'Mmm.Eris hakikaten çok şirin.Bu yeterli
değil mi? Ne dersin Rudeus?'
Burada sadece torununa düşkün Jii-sama var.
Kim!?
Az önceki hırçın ve güvenilir büyük amcam
nerelere gitti!?
'Efendi hayvan ırkına oldukça
düşkündür.Ghyslaine işe alınırken de son sözü o söylemişti.'
Kahya ciddiyetle acı gerçeği bana bildiriyor.Ah,
demek öyle.Bu yapmaya çalıştığı iki kuyruk değil, aslında kulak.Aslına bakarsan
gerçekten sarkık kulaklar gibi görünüyorlar.Üstüne biraz düşününce bu
malikanede bir sürü hayvan ırkından hizmetçi bulunduğunu hatırladım.
Ehhh, demek öyle?
Hehhh...
'Eris.'
Eris'in babası sahneye çıkar!
Ah, hala buradasın demek!Acele et.Kafasına
bir tane indir ve onu azarla, Philip-san!
'Belini tam bükmezsen yeterince güzel
olmuyor!'
Ehh, demek o da beş para etmez biri.
Pekala, anladım.Demek öyle.
Greyrat ailesi, Paul da dahil, hepsi böyle
insanlar.
Aslında bunlarla kıyaslayınca Paul normal
kalıyor, değil mi?
'Af edersiniz, Sauros.....Sama, bir soru
sorabilir miyim....?'
'Neymiş?'
'Eee, erkekler de böyle şeyler yapmak
zorunda mı?'
'Saçmalama gerizekalı! Erkek adam erkek gibi
davranmalı!'
Diyecek bir şey bulamama rağmen, eh
bırakalım öyle olsun.
Cidden normal olan o.Cinsel fetiş olarak
aralarında en normal olan Paul.
O herif sadece koca memeleri seviyor.
Ama bir dakika.Biraz daha dikkatli düşün.
Bu benim için çok normal bir şey olabilir,
ama yine de bir yanlış yapıyorum.
'...Dik dik bakar~'
Bir kez daha Eris'i baştan aşağı süzüyorum.
Sadece aşağılanmışlık ve öfke hisleriyle
dolu yüzünü görüyorum, sanki demir parmaklıkları dişleyen bir aslan gibi...
Geleceği düşünmekten vazgeçersem sorun
olmaz değil mi?
Yo, bir dakika.Eğer şimdi
vazgeçersem.Geleceği bir düşün.
Eris böyle bir şeyden nefret etmiyor mu!
O da bu resmiyeti reddediyor!
Eğer gelecekte aynı pozda benden bir şey
talep etmeye kalkışırsa.
Hemen ardından, benim gibi bir velet, büyük
ihtimalle parçalara ayrılır.
Pekala.Tam tersini yapıp bu alışkanlığa son
vereceğim!
'Bir şey isterken böyle mi soruyorsun!'
Malikane yüksek sesimle inliyor.
Sonrasında açıklamak için büyük bir konuşma
yapmam gerekiyor.
En sonunda sözlerimden etkilendiler ve o
günden itibaren Boreas stili 'Talep etme' kaldırıldı.
Bir yandan Ghyslaine çabalarım için beni
kutlarken diğer yandan Eris bana buz gibi gözlerle bakmaya başlıyor.