19.06.2020
Acil Durum Aile Toplantısı
Çevirmen: NatsuJun
Aile üyeleri arttı.Yaşasın Rudi-chan!!
Zenith uzun süredir sıkıntı çekiyordu.
Öncesinde iç çekip artık çocuk sahibi olamayacak mıyım diye şüphelenip dururdu, ama yaklaşık 1 ay önce kendinde bir değişim hissetti.Çabuk yoruluyordu, midesi bulanıyordu, kusuyordu vs.Bunlar hamileliğin temel belirtileri.Hala o hisleri hatırladığından bir doktora gitti ve hamile olduğu teşhis edildi.Yani yanılmamıştı.
Bu haber üzerine Greyrat ailesi zevkten dört köşe olmuştu.
Eğer erkek olursa adı bu olacak.Kız olursa böyle olacak.Oda meselesi de var, ayrıca çocuk Rudeus'un eski elbiselerinden hangilerini kullanabilir.
Konuşulanların sonu gelmiyordu.
Kahkahaların ardı arkası kesilmedi o heyecanlı günde.Açıkçası ben de oldukça mutluydum, ve bence küçük bir kız kardeşimin olması kat be kat daha iyi.Çünkü erkek kardeşim benim için en önemli şeyi mahvetti (beyzbol sopası kullanarak).
Ve sonra.
Bir ay sonra, farklı bir problem baş gösterdi.
'Üzgünüm, hamileyim.'
Aile toplandığında Lilia hamile olduğunu açıkça belirtti.
Tam o anda Greyrat ailesi donakaldı.
(Kim yaptı...?)
Kimse bu durumda sormaya teşebbüs etmiyor.
Herkes az çok biliyor.Lilia sıkı çalışan bir hizmetçi.Aşağı yukarı tüm maaşını ailesine yolluyor.Köyde kalıp kliniğe yardım eden Zenith'ten farklı olarak köyün sorunlarını çözmek için sık sık Paul'la dışarı çıkıyor.İş dışında evi neredeyse hiç terk etmiyor.Ayrıca Lilia'nın biriyle yakın ilişki içerisinde olduğuyla alakalı bir haber de kulaklarına gelmemişti.
Acaba yabancı biriyle yapmış olabilir miydi...
Ama bildiğim bir şey var.
Zenith hamile olduktan sonra, Paul cinsel aktivitelerden mahrum kalmıştı ve buna bir çözüm bulamayınca gece Lilia'nın odasına sızmıştı.
Eğer saf bir çocuk olsam belki beraber poker oynadıklarını düşünürdüm.
Maalesef biliyordum.Bu ikisi o işi babam yokken yapmadı, annem evde yokken yaptılar.
Daha dikkatli olmalarını gönülden isterdim.Adı lazım olmayan 2 şahıs daha önce böyle dememişler miydi?
'Evvet hanımlar!! "Evet denersen yaparsın." Güzel sözdür.Bize gebelikten korunmanın önemini anlatıyor!!'
Suratı renkten renge giren Paul'un bunları duymasını isterdim.
Ama burada gebelikten korunmak diye bir kavram var mı onu bile bilmiyorum.
Tabi ki bu gerçeği ifşa edip aile içerisinde yaprak dökümü yaşansın
istemiyorum.
Eğer normalde olduğu gibi olsaydı, hizmetçimize el uzatan kim olursa olsun
affetmezdim.
Ama Sylphy olayında Paul'dan bayağı yardım aldım.Bu seferlik affediyorum.
Popüler kişinin işi zor.Bu yüzden eğer ondan şüphelenilirse onu
koruyacağım.Hatta suç işlendiğinde başka bir yerde olduğuna dair şahitlik bile
yapabilirim.Kararımı verdikten sonra Paul'a rahat olması için kaş göz ettim.
Ama aynı zamanda Zenith Paul'a şüphe içerisinde bakıyordu.
Ve tesadüfe bakın ki ikimizin de görüş alanında Paul vardı sadece.
'Ü-üzgünüm.Çocuk muhtemelen benden...'
Bu herif amma da erken pes ediyor.
Ne kadar zavallıca...Yo, aslında dürüst adam iltifata layıktır.Her zaman aile
üyelerini toplayıp asil davranarak bana:
'Dürüst ol' tarzında bir şey,
'Erkeksi ol' tarzında bir şey,
'Kızları koru' tarzında bir şey,
'Namussuz işlere kalkışma' tarzında şeyler öğretiyor.
Bu yüzden muhtemelen tek çaresi doğruyu söylemek.
Hoş değil mi? Bu yanını sevmiyor değilim.
(Ama durum baya vahim bir hal aldı...)
Zenith'e bakarak düşündüm.Ardında bir Hannya maskesi belirdi.
ꕥ Hannya maskesi için koruyucu tanrının sureti denmiş, aslında üzerinde animelerde olduğu gibi şeytani bir figür belirmesi kast edilmiş de olabilir
Böylece Lilia da dahil acil durum aile toplantısına başladık.
İnsiyatifi o aldı.
'Peki, şimdi ne yapacaksınız?'
Gördüğüm kadarıyla Zenith aşırı derecede sakin.
Sadece, zina işleyen kocasına cinnet dahi geçirmeden bir tokat atmakla yetindi.
Yine de Paul'un suratında kırmızı bir el izi kaldı.
'Lütfen Hanımefendi'nin doğumuna yardım ettikten sonra işten ayrılmama izin verin.'
Cevap veren Lilia idi.O da oldukça sakindi.Belki bu dünyada bu olan bayağı olağan bir şeydi.Ev sahibi ile hizmetçinin ilişki yaşaması.Eğer sorun olmaya başlarsa, hizmetçi evi terk eder.
Hmm.
Normalde olsa bu trajik hikaye ilgimi çekerdi.Ama bu atmosfer kıpırdamama bile mahal vermiyor.Sonuçta kendimi dizginleyebiliyorum, Paul'dan farklı olarak.
Sadece bilin istedim, Paul bir köşede kıvranıyor.
Babanın haysiyeti mi? O da neymiş?
'Çocuk ne olacak?'
'Fedoa'da doğumumu yaptıktan sonra kendi memleketimde büyütmeyi düşünüyorum.'
'Memleketin güneydeydi, değil mi?'
'Evet.'
'Doğum yaptıktan sonra yorgun düşeceksin ve muhtemelen uzun bir yolculuğu kaldıramayacak halde olacaksın, değil mi?'
'...Belki, ama gidebileceğim başka bir yer yok.'
Fedoa Asura'nın kuzey kısmında bir bölge.
Bildiğim kadarıyla, Asura Krallığı'nın güneyindeki şehirler bir atlı taşıtta olsan bile en az bir ay sürüyor.Sadece bir aysa eğer, Asura Krallığı'nın güvenliği ve hava durumu oldukça iyi.Taşıta binersen zorlu geçmeyecektir.
Ama bu sadece normal seyehatçiler için geçerli.
Lilia'nın parası yok.Parası yoksa yapabileceği tek şey yürümek.
Greyrat ailesi seyehat masraflarını karşılasa bile, taşıta binmesi tehlike durumunu pek değiştirmiyor.
Yeni doğum yapmış bir annenin bir başına yolculuğa çıkması.Eğer kötü bir adam olsam onu görünce ne yapardım?
Tabi ki ona saldırırdım, karşındaki altın yumurtlayan tavuk resmen.Başkalarına 'bana saldırın' diye bağırıyor.Çocuğu rehin alarak annesini mahkum etmek.Önce parasını ve tüm varlığını elinden alarak.Ayrıca bu dünyada kölelik sistemi de var gibi, bir anne ve çocuğun satılması hemen oldu bittiye gelebilecek bir şey.
Asura bu dünyanın en güvenli yeri olmasına rağmen, dışarıda kötü insanlar olmadığı manasına gelmiyor.Saldırılması kuvvetle muhtemel.
Zenith haklı.Fiziksel güç bir sorun.Lilia dayanabilmeyi başardı diyelim, peki ya çocuk?
Çocuk koca bir ay boyunca yolculuğa dayanabilecek mi?
İmkanı yok, değil mi?
Elbette Lilia güçten düşerse çocuk da ona eşlik edecektir.Eğer hasta düşerlerse doktora gitmek için ellerinde yeterince para olmayacak ve sonuç olarak yataklara düşecekler.
Şu anda bile Lilia'nın kar fırtınasında bebeğini taşırken yerle bir olan halini gözlerimde canlandırabiliyorum.
Lilia'nın öyle bir halde ölmesini istemiyorum.
'Ama hayatım, bu cidden...'
'Kes sesini!!'
Paul kekeleyerek tartışmaya katılmak istiyor, ama Zenith'in dümdüz reddetmesi üzerine bir çocuk gibi bir köşeye kıvrıldı.
Bu durumda hiç konuşma hakkı ve otoritesi yok.Hmm.Görünüşe göre Paul çoktan denklemden elenmiş halde.
'....'
Zenith acı bir ifadeyle tırnaklarını ısırıyor.Galiba ikilemde kaldı.
Lilia'dan onu ölüme yollayacak kadar nefret etmiyor.
Aslında bu ikilinin ilişkisi oldukça iyi.6 yıldır birlikte evi çekip çeviriyorlar, hatta yakın arkadaşlar demek bile doğru olabilir.
Eğer Lilia'nın karnındaki çocuk Paul'un olmasaydı.
Eğer Lilia ara sokağın birinde tecavüze uğramış olup o yüzden hamile kalsaydı, Zenith kesinlikli izin ver...yo hatta zorla korur ve çocuğunu burada büyütmesini isterdi.Konuşmanın akışına bakarsak, bu dünyada çocuk aldırma diye bir kavram yok.
Sanırım Zenith'in kalbinde çatışma halinde olan iki duygu hüküm sürüyor.
Lilia'ya olan düşkünlüğü ve aldatılmış olma hissi.
Bence Zenith hislerini diğer seçeneğe yoğunlaştırmadığı için çok takdire değer biri.Ben olsaydım, eminim onu kovalayacak kadar kıskançlık yapardım.
Zenith'in soğukkanlılığını koruyabilmesinin Lilia'nın tavrıyla da ilgisi var.Lilia kendine bahane aramıyor ve sadece sorumluluğu alacağını söylüyor.Bunca zamandır hizmet ettiği ve ihanet ettiği aileye karşı tüm sorumluluğu üstlenmek.
Ama kanımca sorumluluğu üstlenmesi gereken kişi Paul olmalı.Lilia'nın tek başına tüm sorumluluğu üstlenmesi doğru değil.
Bu elveda böyle korkunç şekilde edilmemeli.
Lilia'ya yardım etmeye karar verdim.Bana bayağı yardımı dokundu.Birlikte çok bir şeyler yapmasak da, benle nadiren konuşsa da, benimle çok iyi ilgilendi.
Kılıç teknikleri çalışırken ne zaman kan ter içinde kalsam, bana bir havlu hazırlamış oluyordu.Yağmurda ıslandığımda sıcak su hazırlanmış oluyordu.Soğuk gecelerde bana battaniye getirirdi.Kitapları rafa kaldırmayı unuttuğumda şipşak kaldırırdı.
Ve en önemlisi.
En önemlisi ve en çok önem arz eden.
Kutsal Sanat Eseri'nin varlığından haberi var, ama bunu sır gibi sakladı.
Evet, Lilia biliyor.
Sylphy'nin hala erkek olduğunu düşündüğüm sıralarda.
O gün yağmur yağıyordu.Karmaşık duygular içerisinde odamda botanik ansiklopedisini okuyordum.O ara Lilia odaya girdi ve temizlik yapmaya başladı.Kitap okumaya o kadar kaptırmıştım ki kendimi Lilia'nın Kutsal Sanat Eseri'nin saklama yerine yakın yerleri temizlediğini fark edemedim.Fark ettiğimde paçayı yırtmak için çok geçti.Lilia elinde Kutsal Sanat Eseri'ni tutuyordu.
Tamamen şoka uğramıştım.20 yıllık Neet yaşamım boyunca odam o kadar darmadağandı ki yanımdan geçen biri olmuş umurumda olmadığı doğrudur.Hatta bilgisayarımın masaüstünde [Erotik resimler] adında bir dosya bile vardı.Muhtemelen saklama tekniklerimin paslanmasının sebebi de bu.Ama bu kadar kolay bulunmasını hiç beklemiyordum.Can-ı gönülden saklamaya bile çalışmıştım onu...Bu 'Hizmetçi' dediğimiz şeyin hayat bulmuş hali miydi yoksa?
Kalbimde bir şeyler ezilmeye başlamıştı, kan beynimden gitmişti.
Cadı avı tam olarak başlamıştı.
'Bu ney?' dedi Lilia.
'Nınınınınıney neyyyyyyy.' dedim.
'Bir koku var.' dedi Lilia.
'Şey--Susam yağının kokusu olabilir de olmayabilir de?' dedim.
'Kimin bu?' dedi Lilia.
'....Özür dilerim, Roxy'nin.' dedim.
'Yıkasak iyi olur.' dedi Lilia.
'Nasıl olur da yıkarım onu!'dedim.
Lilia Kutsal Sanat Eseri'ni Kutsal Kasesi'ne(saklama yerim) geri koydu.
Ve titrek bir halde olan beni öylece bırakıp odadan çıktı.
O gece aile toplantısı için hazırlamıştım kendimi.
Ama hiçbir şey olmadı.
Tüm gece tir tir titriyordum.Ama 2.günün sabahı olmasına rağmen hiçbir şey olmadı.
Kimseye dememişti.
Bu iyiliği ödeyeceğim.
'Anne, aynı anda iki kardeşim olabilir, neden hava bu kadar kasvetli?'
Çocuk gibi davranmalıyım.
Lilia hamile.Harika bir şey, evde daha fazla aile üyesi olacak.Neden kızıyorsunuz ki?
Bu hislerle konuşmayı kestim.
'Çünkü o ve baban yapmaları uygun olmayan bir şey yaptılar.'
İç çekerek dedi Zenith.Sesinde dipsiz bir öfkenin emareleri var.Ama bu öfke Lilia'ya yönlendirilmemiş.Zenith kendisi de bunun farkında.
En çok hata kimde?
'Öyle mi.Ama Lilia babama karşı koyabilir mi ki?'
'Ney?'
Yani, Paul'a haksızlık olsa bile kendi mezarını kendisi kazdı.Artık suçlamalara tahammül et.
Üzgünüm, Sylphy'yle olan iyiliğin karşılığı beklemek zorunda.
'Biliyorum.Babam Lilia'nın zayıf noktalarını kullanıyor.'
'He? Bu doğru mu?'
Galiba Zenith rasgele söylediğim yalanlara inandı, şaşkın bir şekilde Lilia'ya bakınıyor.
Lilia her zamanki gibi ifadesiz, ama galiba durum hakkında bir fikir edinmiş olmalı ki kaşları az da olsa hareket ediyor.Acaba gerçekten bir zaafiyeti var mıydı? Ama gidişata göre zayıf noktası yakalanan kişi aslında Paul...
Her neyse.Bu da aynı şekilde.
'Daha önce tuvalete giderken Lilia'nın odasının önünden geçiyordum, babamı ...eğer 'onun' günyüzüne çıkmasını istemiyorsan, usluca bacaklarını açsan iyi edersin tarzında bir şeyler dediğini duydum.'
'Ney!! Rudi, neler diyorsun...'
'Kes sesini artık!!'
Zenith'in hırçın sesi Paul'u susturdu.
'Lilia, dediği şey doğru mu?'
'Yo, öyle bir şey...'
Lilia bir şeyler söylemek istiyor, ama gözleri bocalıyor.
Bir şey düşünüyor.Hatta o tarz bir 'oyun' bile oynamış olabilir.
'Doğru, seslice söyleyemezsin...'
Zenith Lilia'nın tavırlarına bakarak anlamaya başlamıştı.
Paul gözleri ne yapacağını bilmez bir şekilde bakarak şaşkına dönmüştü, ağzı sonuna kadar açık olsa da bir şey diyemiyordu, tıpkı akvaryum balığı gibiydi.
Güzel.Şimdi sıra bitirici hamlede.
'Anne.Bence Lilia'nın suçu yok.'
'Evet.'
'Suç babamda.'
'...Evet.'
'Babam suçlu ama Lilia cezalandırılıyor, bu çok garip.'
'.......Evet.'
Bu tepki yetmez...Biraz daha.
'Ben Sylphy ile vakit geçirmekten memnunum, yani bence kardeşlerimin de yaşıt arkadaşları olması daha iyi olur.'
'............Evet.'
'Ayrıca anne.Benim için ikisi de kardeş.'
'....Anladım artık.Cidden Rudi sana diyecek laf olmuyor.'
Zenith derin bir nefes aldı.
Bana baya zahmet veriyorsun anneciğim.
'Lilia evde kalıyorsun.Sen zaten bizden birisin!! Bir başına gitmene izin vermiyorum!!'
Diyerek emir verdi.
Paul'un gözleri olabildiğince açıldı, Lilia eliyle ağzını tutarken gözyaşlarına boğuldu.
Ve böylece mesele sonuca ulaştı.
Sonuç olarak Zenith Paul'a katledilmek üzere olan bir domuzmuş gibi bakıyordu.
Bazı mesleklerde bu bir ödül olarak görülebilir ama korkudan bir an toplarım büzüştü.
Zenith öyle bir bakış attı ve tek başına, odaya gitti.
Lilia ağlıyor.Hala ifadesiz bir duruşu var, ama gözyaşları akmaya devam ediyor.
Paul onu omuzlarından sarıp sarmamak arasında gidip geliyor.
Neyse durumu zamparaya bırakalım.
Zenith'in arkasından büyük yatak odasına gittim.Eğer bu olay Zenith'in Paul'dan boşanmasına sebep olursa büyük sorun.
Kapıya vurdum, ardından Zenith kapıda belirdi.
'Anneciğim.Az önce söylediğim şeyler yalandı.Lütfen babamdan nefret etme.'
Laf kalabalığı yapmadan direk mevzuya girdim.
Zenith bir anlık şaşkına döndü, ama hemen çarpık bir gülümsemeyle başımı okşamaya başladı.
'Anladım.Zaten öyle kötü birini sevebileceğimi düşünmezdim.Bu herif hem aptal hem de şehvani, bu sebepten kendimi böylesi durumlar olur diye hazırlamıştım.Ama sadece o kadar ani oldu ki şoka uğradım birden.'
'...Babam kadınlara o kadar mı düşkün?'
Bilmemezden gelip sordum.
'Evet.Son zamanlarda daha iyi, ama eskiden ne olacağı umurunda olmazdı.Hatta Rudi'nin ablası veya abisi olması bile mümkün.'
Bir yandan konuşurken başımı okşayan eli gittikçe sertleşmeye başladı...
'Sylphy'e umursamazca davranmak yok, tamam mı?'
'Off, ahhh, tabi anne, aaahhhh~'
Galiba yapacağım şeyler daha çok önceden şiddetli bir şekilde uyarı aldı.
Ama görünüşe göre şimdilik işler yolunda.Sonrasında her ne olursa Paul'un çabasına kalmış.
Ama bizim aile reisi cidden çok yaramaz.
İkinci şans diye bir şey yok bayım.
İkinci günü.
Kılıç eğitim aşırı derecede sert geçti.
Annemi sakinleştirmene yardım ettim, hıncını benden çıkarmasan nasıl olur?
Açık konuşayım.
Bu hamilelik benim hatam.Biliyorum Paul'u ben tahrik ettim.
Bu eve geldiğimde böyle bir şey aklımdan hiç geçmemişti.Ama her gece şiddetli solumalarını dinlemek ve gecenin sabahında hala o gecenin kokusunun hakim olduğu odayı temizlemek bende cinsel arzunun birikmesine sebep oldu.
İlkin kendim hallettim.
Ama hergün Paul'u bahçede kılıçla çalışırken izleyince, içimdeki sönmeyen alev şiddetlenmeye başladı.
Paul'u ne zaman alıştırma yaparken görsem, ilk seferimi hatırladım.
O zamanlar çok gençtim, ve dojoda olduğum zamanlardı.Yapan kişi elbette Paul'du ve gecenin birinde rıza dışı bir saldırıydı.Ondan nefret etmiyordum, ama sevmiyordum da.İlk seferim pek romantik değildi, ve hatta sonrasında ağlamıştım.
Ama ondan hemen sonra şişman vekiller geldi.
Paul'un onlardan daha iyi olduğunu düşünmeye başlayınca, artık o olayı umursamamaya başladım...
Paul'un hizmetçi aradığını duyunca, ilk seferimi anlaşma kozu olarak kullanacaktım.
O zamandan beri görmediğim Paul şimdi daha erkeksi olmuştu.
Başında kavak yelleri esen kişi kaybolmuş yerine daha çarpıcı ve sağlam biri gelmişti.
Böyle biri karşısında kendimi 6 yıl tutmayı başarabildim.
Başlarda Paul benimle flört etmedi.
Eğer böyle devam edersem, belki ona olan arzularım diner dedim.
Ama ara sıra yaptığı cinsel şakalar içimdeki ateşi alevlendirdi.
Dayanabiliyor olmama rağmen artık burnuma kadar geldiğinin de farkındaydım.
Zenith'in hamileliği denge durumunu bozdu.
Paul'un cinsel şehvetini fırsat bilerek onu odama kışkırttım...
Bu sebeple aslında her şey benim suçum.Hamilelik cezam.Şehvetime kaybedip Zenith'e ihanetimin cezası.
Ama affedildim.
Rudeus tarafından affedildim.
Bu zeki çocuk tam olarak ne olduğunu anladı, ve konuşmanın akışını doğru bir şekilde yönlendirip harika bir dümen çevirdi.
Sanki daha önce böyle bir şeyle karşı karşıya gelmiş gibi sakin davrandı.
Aslına bakarsanız bu çok korkunç bir şey...Yo, artık onun hakkında böyle konuşamam.
Eskiden Rudeus'u hep korkunç bulur ve ondan kaçınırdım.
Rudeus çok zeki.Ondan kasıtlı olarak kaçındığımı anlamış olmalı.Ama yine de beni kurtardu.Kendisi için hoş olmayan bir duruma girecek olmasına rağmen.
Kendi hislerini pek umursamadan çocuğumu kurtardı.
Böyle düşününce ondan korkup sakınmamı utanç verici buluyorum.
Ölene kadar bu şahısa azami saygı göstereceğim.Hayır...Onu küçümsediğim zamanlar göz önünde bulundurursam sadece kendim bu borcu ödeyemem.
Doğru.
Eğer çocuğum güvenli bir şekilde güzelce büyüyüp yetişirse.
Çocuğumu Rudeus'a adayacağım.
Onun Efendi Rudeus'a hizmet etmesini sağlayacağım.
Sylphy'nin gelişimi belirgindi.Sessiz sihirli sözleri orta seviyeye kadar kullanabiliyor.Hatta ince detayları bile yavaşça uygulayınca kontrol edebiliyor.
Ona kıyasla, benim kılıç tekniklerimin seviyesi pek değişmedi.
Gelişiyor olmama rağmen hala Paul'un vücuduna bir darbe izi bırakabilmiş değilim.Bu yüzden herhangi bir değişim hissetmiyorum.
Bu arada Lilia'nın tavırları sanırım daha iyi olmaya başladı.Eskiden bana karşı ürkek davranırdı hep.Aslında anlaşılabilir bir şey, küçük yaşımdan beri fiuvv-fiuvv-fiuvv ordan oraya büyü fırlatıyorum.
Temel olarak ifadesiz bir yüze sahip olmasına rağmen, sözleri ve hareketleri bana saygı duyduğunu hissetmeme sebep oluyor.Bu duygu bayağı hoşuma gitse de, Paul evdeki yerini kaybedecekmiş gibi hissetmeme sebep oluyor, o yüzden umarım bunu yapmayı uygun bir şekilde keser.
Her neyse, o olaydan sonra Lilia az da olsa benimle konuşmaya başladı.
Daha çok Paul hakkında.
Lilia ile aynı dojoda kılıç tekniklerini öğrenmişler.
O aralar Paul bayağı yetenekliymiş ama pratik yapmayı sevmiyormuş.Ayrıca genelde şehirde sürtmek için alıştırmalardan kaçıyormuş.Lilia bakireliğini Paul'un gece o uyurken yaptığı hain bir saldırıda kaybetmiş.Paul olayın ortaya çıkmasından korkup kaçmış.
Basitçe bana olan olayları anlattı desek yeridir.
Lilia anlattıkça Paul'un itibarı gözümde yerin dibini boyluyor.
Tecavüz artı zina.Paul tam bir şerefsiz.
Ama Paul'un kişiliği öyle kötü birininki gibi değil.Vahşi ve bir çocuk gibi özgür, annelik şefkatini uyandıran cinsten.İyi baba olabilmek için elinden geleni yapıyor.Ama sebat etmekte oldukça zayıf ve bir şeyi düşünür düşünmez hemen uygulamaya geçiriyor, kesinlikle kötü biri değil.
'Sorun ne, niye bana öyle dik dik bakıyorsun.Baban kadar havalı olmak mı istiyorsun?'
Kılıç çalışması yaparken Paul bana sordu.
Bu herif devamlı şaka yapmaya çalışıyor.
'Zina ile az daha ailesinin parçalanmasına sebep olan biri, havalı mı oluyormuş?'
'Aaahhh...'
Paul acı bir ifade gösteriyor.Bu ifadeyi görür görmez kendimi dikkatli olma hususunda uyarıyorum.
Donkan(mankafa, anlayışsız) tip biri olmama rağmen.Kızların benim üzerime kavga etmeleri haricinde gönül macerasına bulaşmayacağım.Çünkü ben o tarz şeylere sebep olmayak isteyecek bir tipim.
'Bu olay bir uyarı olsun, annemden başkasına elini uzatmak yok.'
'Lilia sorun olmaz, değil mi?'
Bu herif herhalde yeterince çekmedi daha.
'Bir dahaki sefere annem bir şey demeden memleketine dönebilir...'
'Aghh...'
Etrafında iki kadın, bu herif aşk üçgeni mi kurmaya niyetli ne? Güzel bir kadınla evlenip her an saldırabileceği bir hizmetçiye sahip olmak, oğluna kılıç kullanmayı öğretirken kırsal bir alanda itibarını yitiren bir şekilde yaşamak.
Hey hey, insanları kıskandırmanın alemi yok.Bu birinin sahip olabileceği en iyi sonlardan değil mi yahu?
Tıpkı belirli bir light novelde elinde hem Louise ve Tabitha olup yine de bir şey olmaması gibi?
Donkan tip olmayı bırakıp bu heriften bir şeyler mi kapsam acaba...?
Yo, yo sakin ol.Aile toplantısı, Zenith'in yüzündeki hüzünlü bakış.
Sana bu gözlerle bakılsın ister miydin?
1 karın olması yeterli.
'Bir erkek olduğuna göre anlaman gerekir, değil mi?'
Paul hala dediklerinde ısrar ediyor.Anlıyorum, fakat katılmıyorum.
'6 yaşındaki oğluna neyi anlatmaya çalışıyorsun?'
'Sylphy deyince ağzının salyaları akmıyor mu sanki? O kız gelecekte muhakkak
bir fıstık olacak.'
Bak bu dediğine katılırım işte.
'Galiba.Ben yine de yeterince güzel olduğunu düşünüyorum şimdi bile.'
'Bu anlaması kolay bir şey değil mi?'
'Sanırım.'
Paul pisliğin önde gideni, ama yine de konuşması rahat biri.
Çocuk gibi görünmeme rağmen zihinsel olarak 40 yaşını geçmiş bir NEET'im.Tam
bir şerefsiz.
Oyunlarla sınırlı olabilir, ama kızları seviyorum ve tabiki haremi
seviyorum.Temel kalitem hatta Paul'un kadınlara düşkünlüğü ile aynı seviyede
olabilir.
Bu his Sylphy'i zorla soyup Paul'la konuşmamdan sonra ortaya çıktı.
O olaydan sonra, Paul kendiliğinden yanaşıp bir şeyler hakkında dürüstçe
konuşmaya istekli davrandı.Ona zayıf yanımı gösterdiğimden kendisini sert baba
olmaya zorlamıyor, yani o da büyüdü diyebiliriz.
'Hehe...'
Birden Paul'un sırıttığını fark ettim.
Bana değil de arkama bakıyor.Arkamı döndüğümde Sylphy orada duruyordu.Nadiren
evimize gelir.
Yakından baktığımda yüzü kızarmış bir şekilde kıpraşıp duruyordu.
Az önce dediğimi duymuş olsa gerek.
'Hey, bir kere daha tekrar et de ne dediğini duysun~'
Paul klasik bir şekilde alay ediyor.
Derinden bir kahkaha attım.Cidden hiç anlamıyorsun.
Paul'un bazı yanları hala çok saf.
Bir şey kalpten geliyorsa bile, eğer onu tekrar tekrar duyarsan alışırsın ve
bunu dediğinde verdiği heyecan gittikçe kaybolur.İnsanların kaskafalı olduğunu
düşünmelerini sağlamalısın ki hissettiklerini arada bir söylediğinde daha bir
etkili olsun.
Sadece arada bir olmalı.İkinci kez yapamazsın.
Bu sebepten sadece gülümseyip Sylphy'e el salladım.
Ayrıca Sylphy daha 6 yaşında.Böyle şeylerden konuşmak için daha 10 yıl erken.
Devamlı güzelsin diye iltifat edip şımartırsak eğer, düzgün bir kadın olmaz.
Önceki ablam bunun iyi bir örneğiydi mesela.
'Dediğin şey hakkında.Rudeus da ....havalı?'
'Öyle mi, teşekkürler Sylphy.'
Zayıfça gülümseyip parlayan dişlerimi(öyle olması gereken) gösterdim.
Sylphy kolay sosyalleşiyor.Bir an için gözleri hayranlıkla dolu bakmasını
gerçek sandım.Sylphy'e güzel demem gerçek hislerim, ama bu romantik bağlamda
değil.
En azından şimdilik.
'O halde baba, ben kaçtım.'
'Kızı çimene yatırayım deme!'
Kimmiş onu yapan.Ben sen değilim.
'Anneee!! Babam----'
'Heyy, tamam tamam dur...!!'
Bugün ailemiz için başka bir huzurlu gün.
Gerçekten zor zamanlardı, çünkü ters doğum olmuştu.
Lilia hareket etmekte güçlük çekiyordu, bu yüzden köydeki ebeyi yardıma
çağırdık.Ama yaşlı kadın da duruma bir çözüm bulamadı.
Zenith'in doğumu çok sancılı gerçekleşti.
Uzun müddet sancıda kalan hem anne hem de çocuk tehlikeli bir duruma düşmüştü.
Lilia tüm bilgisini kullanarak oradan oraya koşuşturuyordu.Ben de elimden
geleni yapıp devamlı iyileştirme büyüsü kullanarak yardım ediyordum.
Çabalarımız sonucu doğum başarılı oldu.
Çocuk sorunsuz bir şekilde dünyaya geldi ve enerjik bir şekilde ağlamaya
başladı.
Bir kız oldu.Kız kardeş.Çok şükür ki erkek kardeş olmadı.
Tam rahatladığımız anda Lilia da doğum emareleri göstermeye başladı.
Herkesin hem rahatlayıp hem de yorgun düşmüş olduğu anda.
Erken doğum sancısı kavramı kafamda dans etmeye başladı.
Ama bu sefer ebe başarılı oldu.Ters doğumda çok beceriksizdi ama herhalde erken
doğumda deneyimi vardı.Yaşından beklendiği gibi.
Ebenin talimatlarına uydum.Korkmuş Paul'un kıçını tekmeleyip Lilia'yı odama
taşıttım.Aynı zamanda büyü kullanarak sıcak su ürettim, elimden geldiğince
temiz bez toplayıp ebeye götürdüm.
Geri kalanı ebe halletti.
Çocuk doğarken Lilia sevgi dolu bir şekilde Paul'a sesleniyordu.
Kan ter içinde kalmış Paul elini sıkı sıkı tuttu.
Yenidoğan çocuk Zenith'in kızına kıyasla daha küçük, ama o da sağlıklı bir
şekilde ağlamaya başlıyor.
Bu da bir kız.
İkisi de dişi.İki kız kardeşi.
'İkisi de kız mı?' --- Dedi Paul ahmakça gülerken.
Aptal bir babanın suratı, Paul gerçekten de çok sefil.Sonuç olarak evimizdeki
kız kısmı 2 kat arttı.Şu noktada evde en az hak sahibi olan kimler?
Muhtemelen hizmetçisiyle kırıştıran baba.
Hedefim saygıdeğer bir abi olmak, ama Paul mutlaka saygı görmeyecek, yani muhtemelen.
Zenith'in kızı, Norn.
Lilia'nın kızı, Aisha.
Bunlar, onlara verilen adlardı.