06.09.2020

Oyuncu Öldürmek

resim
Çevirmen: Gölge

"--kuya...."

Zayıf sesle, uykumdan uyandım.

Bu Mi-ko mu ...? Görünüşe göre kabusumdan canlı dönebildim.

"...fa--a..."

Esnerken, göz kapaklarımı araladım,

"..... eh ..."

Şaşkın sesim kendi-kendine fırladı,

Önümde sıçrayan şey altından yontulmuş bir ay ve tepesinde parlayan yıldızlardı,

"Gece ...? Ben, benim dönmüş olmam gerekirdi ..."

"Hayır. Bu kabus değil."

"..!?"

Ortaya attığım anlamsız mırıltıma bir cevap geldi. Başımı eğecektim ki Valkyrie'ın yüzü, gözümün önünde belirdi. Yakın dudaklarımızla, yüzümü biraz kaldırsam onu öpebilirdim, kalbim tekledi!

Bu duruş... Beni uyandıran o muydu? Ve göğüsleri benim göğsüme mi değiyor...?! Sert bir zırh hissine rağmen, sakinleşemedim.

"Ü, üzgünüm! Çoktan uyandım ve -"

"Çok hızlı hareket etme. Biraz daha dinlenmen gerek."

 Şaşkınlık içinde kalkmayı denedim; diğer yandan; Valkyrie beni güçlüce kucakladı. Eh, ehhh ... !? Neden sonunda böyle bir cennete düştüm--

--ah, anladım. Ölmek üzereyim.

Karışık beynim yerine oturdu. Anladım, küçük parçalara bölündüğümü hatırladım ve peygamber devesi tarafından bölündüğümü. Ve beni orada hayata döndüren kişi,

"Sen beni kurtaran kişisin, öyleyse."

Muhtemelen gizemli güçleriyle yaralarımı iyileştirdi.

"Bir yerini mi incettin?"

"Hayır. Teşekkürler. Sadece biraz halsizlik ..."

"Büyüm sadece yaraları iyileştirir, gücünü geri getirmez. Sen kendine gelene dek yanında kalsam iyi olur."

"T, tamam."

Bu utanç verici bir durum olsa da asıl sorun, hemen kalkarsam, ayaklanırken başım dönecekmiş gibi hissediyorum. Kendime onun sözlerine güvenmek için izin verip, derin bir nefes aldım.

"Çok teşekkür ederim. Beni neredeyse ölümden kurtardığın için teşekkür ederim."

"Teşekküre gerek yok. Bu benim dileğimdi. Yani burada alçak gönüllü olmana gerek yok. Ayrılık yalnızlıktır."

"Anladım... peki, 'anladım'"

Ben kendimi onaylarken, o da başıyla onayladı.

...iyi, zaten her şey yolunda. Tekrar onun kollarından ayrıldım ve kendi kendime oturdum.

Etrafa göz attım. Kuzey girişi, Nanaobi İstasyonu yaya geçidinin başı, bayıldığım yer, aynı yerdeydim. Peygamber develeri her zamanki gibi ışıldayarak yok olup, kaybolmuşlardı. Bu iyi olsa da,

"Akeno ... Nerede ...?"

#

"Bir süre önce 'ayrıldı'. Bilinçsizce uzanırken."

" 'Ayrıldı' -- Bu rüyadan uyandı mı? Bunun anlamı sağ-salim döndüğü, şükürler olsun."

Güvende olmasıyla, rahat bir nefes verdim.

"Öyle olsa da, ben "çöktüm" ... Rüyada olmama rağmen bilincimi yitirdim."

Merakla "Elbette. Kabus ayrıntılı minyatür bir bahçe (kopya), şuurunuzu kaybedebilirsiniz, ölebilirsiniz de."

Valkyrie'nin ifadesi düzdü. Yani bu doğru olabilir.

"Kabusta iki kez karşılaştık. İki seferde de ucu-ucuna hayatta kaldınız. Daha dikkatli çalışın. Böyle bir şeye dönüşmek istemediğiniz sürece."

Ağzından dikkatle bu sözler dökülürken, ayağımın ucunu işaret etti. "O"? --Şüphe ile başımı kendime indirirken, parmak ucunu takip ettim. Orada,

Bir peygamber devesine dönüyor.

"---- !?"

Kalp atışlarım şiddetlenirken, bir anlık şok oldum.

mırıldandım. Rüyada bayılabilir miydim, bilincimin nereye gittiğini merak ettim...?

"Elbette. Kabus ayrıntılı minyatür bir bahçe (kopya), şuurunuzu kaybedebilirsiniz, ölebilirsiniz de."

Valkyrie'nin ifadesi düzdü. Yani bu doğru olabilir.

"Kabusta iki kez karşılaştık. İki seferde de ucu-ucuna hayatta kaldınız. Daha dikkatli çalışın. Böyle bir şeye dönüşmek istemediğiniz sürece."

Ağzından dikkatle bu sözler dökülürken, ayağımın ucunu işaret etti. "O"? --Şüphe ile başımı kendime indirirken, parmak ucunu takip ettim. Orada,

Bir peygamber devesine dönüyor.

"---- !?"

Kalp atışlarım şiddetlenirken, bir anlık şok oldum.

 Diz çöktüm ve onu aldım. 10 cm civarıydı. Parmaklarımın arasında olduğu halde bir milim dahi kımıldamadı. Yine de, bu vücutta başka bir yara dahi bulamadım. O an hareket etmeye başlasa bile normaldi. Evet, doldurulmuş hayvan iyi bir örnekleme olur.

"Bu ... bu peygamber devesi..."

"Doğru. Kesinlikle bu kadar. Karşısında dövüştüğümüz canavarın gerçek formu."

Tüylerimi diken diken eden uğursuz devenin bedenini hatırladım. Bu sıradan peygamber devesi, onun gerçek formu muydu? Bunun anlamı canavarların sanal olmadığı, gerçek oldukları anlamına mı geliyor..?

"Kabuslarda dolanan canavarlar, Loki'nin laneti ile etraftaki hayvanlar mutasyona uğrayan, oyunculara saldırmak için vahşi bir çılgınlığa sürüklenen yaratıklardır. Eğer bir canavar düşerse, normal formuna döner."

Yani canavarlar ışığa dönüşürken, üzerlerindeki lanet ortadan kalkıyordu.

Lanet olsun...bir şekilde bu durum can sıkıcı... "Şu ana dek hayatımızın canavarlarla hayatlarımızı değiş-tokuş ettik" bu ayrıntı aniden beni hasta etti. İğrendirdi de.

"Kabusta bile olsa, ölüyü diriltmek mümkün değildir. ...Kendine bak, Sakuya."

Valkyrie'ın tavsiyesi kafatasımda yankı yaptı. Kalbim kaburgalarıma kadar çarptı.

Titreyen ellerimden düşen, peygamber devesi yerde yuvarlandı.