19.06.2020
İyi Başlangıç
Çevirmen: NatsuJun
Kısım
1
Loncanın dışında geçirdiğimiz ikinci günde
kertenkele suratlı bir adam bize seslendi.
'Ah, merhaba.Rütbemizi yükselttik.'
Bu herif de kim?
Tam böyle düşünürken böcek gözlü kadının da
sahneye girmesiyle sonunda geçen günkü hayvan hırsızları olduğunu anımsıyorum.
Sanırım adları Jalil ve Veskel'di.
Yüzlerinden tanımak zor oluyor çünkü
şehirde bir sürü kertenkele suratlı insan var.
Hatırlayamamın bir diğer sebebiyse geçen
günkünden farklı elbiseler giymeleriydi.
Geçen gün A şahsının giydiği kıyafetler
sıradandı.
Bugünse Maceracı A olarak sıradan deri zırh
giyinmiş.
İki kıyafet de sıradan olmasına rağmen,
bıraktıkları izlenim tamamen birbirinden farklı.
'Ah, Jalil-san, emeklerin için
teşekkürler.'
'Bu da ne, konuşma tarzın, biraz nahoş
geldi...'
'Bu Keigo.Kullanmayayım mı?'
ꕥ Japon aksanlarından biri
'Boşver gitsin.'
Bir süre bana dik dik bakıyor sonra
gözlerini başka yöne çeviriyor.
'Veskel-san, bugünden itibaren iyi geçinmek
dileğiyle.'
'Ah...Tabi.'
Veskel hala Ruijerd'den korkuyor.
Ruijerd'se hala dik dik onlara bakıyor.
Eh, elden bir şey gelmez.Eklemek gerekirse,
Veskel de maceracı kıyafetlerini giymiş.
'O halde içeri girelim.'
'Ah, peki.'
Sözlerimi başıyla onarken Jalil'in yüzünde
huzursuz bir ifade vardı.
Kısım 2
Loncaya girmek üzereyken gözleri keskin At
kafalı adam bizi görüp yanaşmaya başladı.
'Hey!'
'.....Selam.'
Bu herif bugün de mi loncada sürtüyor....?
Cidden hiçbir işe güce baktığı yok, öyle
mi?
'Areee, bugün 『P-Hunter』'la
berabersiniz.'
'Naber Nokopara, görüşmeyeli uzun zaman
oldu.'
Görünüşe göre At kafalı adamla kertenkele
suratlı birbirini tanıyor.
'Gerçekten bir hayli zaman oldu.Bu arada
duydum Jalil, rütbeni C'ye yükseltmişsin.Emin misin bundan? Rütbeni C'ye
yükseltirsen ev hayvanı yakalama görevi yapamayacaksın artık değil mi?'
Nokopara bunu derken gözleriyle bir onlara
bir bize bakıyor.Ve at kafalı adam kişniyor.
'Anladııım.İşi çabucak bitirmenize
şaşmamalı, görevi 『P-Hunter』'ın yardımıyla yaptınız değil mi?'
Görünüşe göre P-Hunter Jalil'in partisinin
adı.
Anladım, güzel!
'Evet! Dün ev hayvanını arıyorken tanıştık!
Ayrıca bize ev hayvanlarını aramak için teknik bile öğrettiler!'
Rasgele birkaç yalan uydurdum.
'Haha, ödlek Jalil sonunda kendine bir
talebe edinmiş.Ve bu talebe de çakma Supard, hahahaha....!'
Bu yanlış anlaşılma tam da ihtiyacımız olan
şey.
Bu herif cidden basit kafalı.
At kafalı adam bir süre gülmeye devam
ediyor, sonra aniden Jalil'in arkasına bakıyor.'
'De bakalım, Roman nerede, bir şey mi
oldu?'
'Ah, hm...Roman...öldü.'
'Öyle mi, çok yazık olmuş.'
Roman Ruijerd'in dün öldürdüğü kişi
olmalı.Nokopara herifin ölümünü duysa da çok zayıf bir tepki verdi.
Muhtemelen maceracılar arasında birinin
ölmesi öyle büyük bir mesele değil.Acaba bunun mühim bir mesele olduğunu
düşünen sadece ben miyim?
Hatta bu konudan bahsetmişken Jalil ile
Veskel bile Roman'ın öldürülmesinden öyle pek rahatsız olmadılar.
'Peki madem Roman öldü, neden rütbenizi
yükseltiyorsunuz ki? Partinizdeki en güçlü kişi o değil miydi?'
'Şey...'
Jalil birden bana bakıyor.
Nokopara kişniyor, yo, kahkaha atarak
başını sallıyor.
'Ah...Hehe anladıım, bir şey demene gerek
yok.Demek öyle..., artık bir çırağın olduğuna göre biraz da olsa gurur yaptın
he!'
Nokopara kendince gelişigüzel bir sonuca
varıyor, seslice Jalil'in sırtını sıvazlıyor ve loncanın içine geri
dönüyor.Jalil kurtulmuşçasına bir iç çekiyor.
Bu herifin derdi ne sahi, sabahtan akşama
bizimle uğraşıyor.Acaba beni sevdiğinden mi böyle yapıyor...?
Yo, belki gözleri sadece Ruijerd'i
görüyordur, yaniiii...
Tabiki şaka yapıyorum.
'Eh, hadi görevlere bir göz atalım.'
Loncaya girdiğimizde hala meraklı meraklı
bize bakanlar vardı.
Şimdilik bunları umursamamak en iyisi.
Çırakmış gibi davranmamız işimize gelir.D
ile B seviye görevlere bakarken Jalil'e soruyorum.
'Toplama ile hasat görevleri arasındaki fark
nedir?'
'Eh? Ah şey, hasat daha çok bitkilere
yönelik, toplamaysa büyük çoğunluğunda sihirli yaratıklara yönelik olur...'
Jalil belli belirsiz bir cevap veriyor, ama
cidden fark sadece bu gibi.
Toplama eylemi canlı yaratıkları baz
alıyorken hasat eylemiyse cansız varlıklar için kullanılıyor.
Örneğin toplama görevi şöyle yazılmış,
=======================
C
- Görev: Hayvan postu topla
- Ödül: 6 Demir sikke
- Görev içeriği: 20 tane Çakal sürüsü postu
- Yer: Şehrin dışında
- Süreklilik: Yok
- Süre sınırı: Yok
- Talepçinin Adı: Maceracılar Loncası
- Not: Elimizdeki post azalmaya başladı.
Lütfen yardım edin. Bu görevi yırtmayın, sadece topladığınız kadar postu
tezgaha getirmeniz yeterli.
==========================
Okurken birden tüccara postları 4 demir
sikkeden sattığımı hatırladım.Cidden az para almışız...
Yo, belki de bu görevin ödemesi bayağı
fazladır, normalde böyle materyallerin paraya çevirilmesi bu kadar yüksek
olmaz.
'Ruijerd-san.'
'Ne oldu?'
'Kusura bakma, sanırım aynı zamanda para
kazanıp seviyemizi artırmamız gerekecek.'
'...Neden bana bunu söylüyorsun ki?'
'Eğer böyle yaparsak, o meseleyi bir müddet
ertelememiz gerekecek de.'
Veskel ve Jalil'le Ruijerd'in ismini
yaymaları konusunda konuşmuş olsam da onlardan pek bir beklentim yok.
Bunu hesaba kattım.
Efendice bizim için görev aldılar, bu
yüzden şimdilik işlerine çomak sokmayı düşünmüyorum.
Aslında böyle yaparak eylemlerini
gözlemleyemem.
Ama eğer ki birileri bunları yasadışı bir
şeyler yaparken görürse, Ruijerd'in onları yapmaya zorladığını iddia etseler
bile rütbeleri ondan daha yüksek olduğu için alay konusu olurlar, zaten
Ruijerd'in çakma olduğunu düşünmelerinden bahsetmiyorum bile.
'Anladım.Peki.'
Ruijerd'in rızasını aldıktan sonra Jalil'le
aldığımız görevler hakkında konuştum.
Kısım
3
Nöbetçiyi selamladıktan sonra şehrin dışına
yol aldık.
Çakal Sürüsü, Zehirli Kurtlar, Koca
Tosbağalar ve Yüce Tosbağa Kralı.
Bu sihirli yaratıklar şehrin eteklerindeki
hedeflerimiz.
Görevimiz Çakal Sürüsü'nden post, Zehirli
Kurtlar'dan diş ve kuyruk, Koca Tosbağa'dan et ve Yüce Tosbağa Kralı'ndan
sihirli taş toplamak.
Öncelikle Koca Tosbağa'ya hiç
bulaşmayacağız, çünkü eti çok ağır.
Asıl önceliğimiz Yüce Tosbağa Kralı olacak,
sihirli taşlar ufak ve kolay satılabilir olduğundan...
Önceliğimiz Yüce Tosbağa Kralı'nın taşları
olmasına rağmen(paraya çevirmek için birebirler), ortalıkta çok az var.Ayrıca
şehrin yakınlarda boy göstermiyorlar.
Sonuç olarak odak noktamızı Çakal Sürüsü
yaptık, küçük bir çatışma bile onları grupça avlayabilmemize imkan sağladığından
bunları paraya çevirmesi daha kolay oluyor.
Görevimiz Çakal Sürüsü'nden post
toplamak.Onları avlamanın avantajı ihtiyacımız olan materyalleri çabucak
toplamamız olacak, çünkü onları bulmak için sarf ettiğimiz süreyi ve derilerini
yüzme kısmını göz önüne alırsak, avlama mevzu Zehirli Kurtları biçmek kadar
basit bir faaliyet babında kalıyor.
Tabiki etrafta bir Zehirli Kurt görürsek
onu da avlayacağız.Zehirli Kurt'a yönelik görev almamış olsak bile böylesine
bir görev için materyalleri önceden toplamak en iyisi.Görev geldiğinde
elimizdekini tezgaha getirip her şeyi halletmek en basiti olur.
En büyük Çakal Sürüsü grubu 10 tanesinin
bir arada olduğu, bunu göz önüne alınca araması, derilerini yüzmesi derken bir
günde öyle pek avlayamayız.
Diye düşünmüştüm ilkin.
Bir grup Çakal Sürüsü'nü katledip derisini
yüzdükten sonra Ruijerd cesetlerini bir noktaya getirip yığdı.
Ne yaptığı üzerine kafa yorarken,
'Rüzgar Büyüsü'nü kullanarak kokuyu
yayabilir misin?'
Ruijerd'in sorusu tüm merakımı yanıtladı.
Kanın kokusunu kullanarak diğerlerini de
pusuya düşürecektik.
Önerisi üzerine Rüzgar Büyüsü'nü kullanarak
hava akımının yönünü değiştirerek her yöne dağılmasını sağlıyorum.
'Yüce Tosbağa Kralı'nı bu yöntemle
avlayamasak bile civardaki Çakal Sürüleri'nin toplanmasını sağlayacaktır.'
Tam da dediği gibi oldu.
O gün 100'ün üzerinde Çakal Sürüsü avladık,
öyle ki sanki civardakı tüm Çakal Sürüleri'nin kökünü kuruttuk gibime geldi.
Eh, bu olasılık 0'a yakın olmalı.
Ama bu sıkı çalışmamızın ürünü.
Ruijerd ve Eris yaklaşan, sonu belirsiz
Çakal Sürüsü'nü katlederken ben de derilerini yüzüp post topladım.
30 tanesinden sonra taş kesilmişti ve
omuzlarım ağrımaya başlamıştı, bir de üstüne kanın kokusundan ötürü mide
bulantısından kusmakla kusmamak arasında bir halde kaldım.
Hepsini katlettikten sonra sihirli taşa
dönüşseler ne kadar kolay olurdu...
Şikayetlerimin ardı arkası kesilmese de
çalışmaya devam ettim.
Ama 70 küsür yaptıktan sonra sınırıma
ulaştım ve Eris'le oyuncu değişikliği yaptık.
Büyü kullanarak Çakal Sürüsü'nü katletmek
derilerini yüzmekten kat be kat basitti.
Onları avlayıp aynı zamanda postlarına
zarar vermemek için küçük bir oynama yaparak yaptığım büyülerin gücünü düşürdüm
ve azami dikkatle bir bir öldürdüm.
Düşündüğüm gibi, zekamı böyle işlere
kullanmak bana daha çok uyuyor.
30 küsür tanesinin derisini yüzdükten sonra
Eris mızmızlanmaya başladı.
Cidden böylesine sabır ve emek gerektiren
bir işe uygun bir tip değil.
Kalanını Ruijerd'in yapmasını düşündüm, ama
zaten elimizde yeterince vardı ve şehre taşıyabilmemiz için gruplara ayırıp
taşımamız gerekiyordu.
'Bekle, önce cesetleri yakmamız lazım.'
Taşımaya başlamadan önce Ruijerd böyle
diyor.
'Yakmak mı? Yiyecek miyiz ki?'
'Yo, Çakal Sürüsü'nün tadı
berbattır.Cesetleri yakıp gömmemiz gerek.'
Eğer cesetleri bırakırsak diğer sihirli
yaratıklar bunları yiyerek sayılarını artırır.Ama öyle yakıp bıraksak
muhtemelen başka varlıklar tarafından yenecekler.
Ayrıca sadece gömersek de Zombi Çakal
olarak geri dönecekler.
Bunları engellemek için, önce yakıp sonra
gömme prosedürünü izlememiz önemli.
Temiz bir biçimde postlarını al> Onların
zombiye dönüşme ihtimalini riske et> Lonca bunların yok edilmesi için görev
çıkarsın> Onları yok et.
Tam bize daha fazla para getirebilecek bu
olaylar silsilesini düşünüyordum ki Ruijerd bana engel oluyor.
Sanırım kasti olarak Sihirli Yaratıklar'ın
sayısının artmasına izin vermek yasak.
Birinin bunu kurallar arasına sokmasını
dilerdim.
'Ama yolda gelirken bu adımı uygulamamıştık
değil mi?'
'Sadece birkaç tanesi olsa sorun olmaz.'
Sınır nerede değişiyor emin olmamakla
birlikte, buradaki cesetlerin miktarı bir salgın başlatmaya yetecek nicelikte.
Sonuçta reddetmemi gerektirecek herhangi
bir özel sebep olmadığından cesetleri kömüre dönene kadar yakıyorum.
Postları taşımamız bittiğinde güneş çoktan
batmıştı.Bugünkü avımız burada sonlanıyor.
Bugün çok çalıştım ve cidden hana gidip bir
an önce dinlenmek istiyorum.
Yarın da bu sonu gelmez toplama işine devam
etmek zorunda mıyız?
Yarın şöyle güzel bir uyku çekmek istememe
rağmen.
'Bugün bir hayli kazandık! Yarın da aynen
böyle devam edelim!'
Eris yine enerji dolu.
Eris'in önünde yakınamam.
Kısım
4
3 gün sonra, [Ölü Son] E rütbesine
yükseldi.Bayağı hızlı oldu.
'Elinize sağlık.'
Kadirşinas bir halde Jalil'e dedim ve
bugünkü kazancımızın %10'unu ona verdim.
'Sa-Sağolun...'
Büyük bir meblağ olduğunu sanmıyorum ama bu
kadarı onlar için yeterli olmalı.
Birkaç şey danuştıktan sonra onların diğer
maceracılardan farklı olduğu kanaatine vardım.
Görünüşe göre bu şehirde sabit bir işleri
var.
'Ne tür bir iş?'
'Pet shop.'
Demek öyle.Satıp sonra tekrar kaçırabilmek
için.
Cidden ahlaktan yoksun bir tüccarlık.
'Öyle çok kötü şeyler yamayın bak.'
'Tamam.'
Başlangıçta şehirdeki vahşi hayvanları
yakalayıp biraz eğiterek evcil hayvan haline getirmişler.
Jalil'in ırkı Lugonia, vahşi hayvanları
eğitmekte baya hünerliymiş.Eğitme metodları te anitk çağdan beri nesilden
nesile geçiyormuş ve böylece yabani köpekten tut da pek çok vahşi hayvanı
saygıdeğer bir ev hayvanı haline getirip teslim edebiliyorlarmış.
Hmm hmm.Cidden harika bir ırk desene.
Eğer Ruijerd ve Eris burada olmasalardı,
sessizliğimi korumak yerine eminim şöyle derdim 'Lütfen ne olursa olsun, bana
öğret' , başımı öne eğip çırağı olurdum.
Eh bunları bir kenara bırakırsak, bu pet
shop işi aslında iyi bir meslek, ortalıktaki başıboş vahşi hayvanları da yok
ettiğine göre.
Maceracılar Loncası onlar için yan gelir
olsa gerek.
'Elinizde böylesine güzel bir meslek
varken, ne diye evcil hayvanları kaçırıyorsunuz ki...?'
'İlkin bunu onları korumak için yaptık, ama
sonradan çok cazip gelmeye başladı.'
Bunu yapmak cazip geldi ve böylece
kendilerinden geçip bu hale geldiler öyle mi?
'Ama aynı anda pet shop işletip hem de
maceracı olmak yorucu değil mi?'
'Pek sayılmaz, sonuçta bir sürü evcil
hayvan var.'
Sanırım dükkanı öğlene kadar açık tutup,
öğleden sonraysa görevlerle meşgul oluyorlar.
'Peki, görevleri tamamladığınız sürece
herhangi bir şey demeyeceğiz.'
'O işi bize bırakın.Sonuçta hala düşük
rütbeli maceracılarız.Ayrıca düzgün bir şekilde Ölü Son'un namını da
yayıyoruz.'
Cidden bu doğru mu?
Kısım
5
An itibariyle elimizde 6 demir sikke, 8
küçük demir sikke ve 5 taş sikke var.
Kısmen daha zenginiz artık, o yüzden
sıradan zırh ekipmanı almak için dışarı çıktık.
Başlangıç itibariyle gündelik kıyafet almak
için bir seyyar satıcıya gidiyoruz.
Eris alışverişini çabucak
bitiriyor.Kıyafetleri kendince dayanıklı olmasına ve içinde rahat hareket
edebilmesine göre seçiyor.Bu elbiseleri her şeyi hesaba katarak alıyor, ama en
azından bir tane hanım hanımcık kıyafet alsa daha güzel olurdu.
Bu yüzden dükkanı tarayarak pembe, dantelli
bir kıyafet araştırıp ona önermeyi deniyorum, fakat sonuç bariz bir şekilde
beğenmediğini yüzünde göstermesi oluyor.
'Böyle bir şey giymemi mi istiyorsun?'
'Bu elbiseyi almamın herhangi bir kötülüğü
olacak mı sana?'
'O halde Rudeus da kendine daha erkeksi bir
şeyler almalı.'
Eris zorla bana haydutların kıyafetine
benzer deri bir yelek uzattı.
Bir an eğer Eris dantelli elbiseleri
giyecekse benim açımdan iyi bir anlaşma olur diye düşündüm, ama ikimizi onları
giymiş şekilde yanyana direnirken hayal edince bu düşünceden vazgeçtim.
Elbiseleri aldıktan sonra zırh satan bir
dükkana girdik.
Şimdilik Ruijerd de Eris de öyle önemli
diyebileceğimiz yaralar almadı.Herhangi bir küçük yara İyileştirme Büyüsü ile
halledilebilir.
O yüzden acaba zırh kullanmasak sorun olur
mu diye sordum.
Ruijerd 'Olması daha iyi.' diye yanıtladı.
Sahip olduğum İyileştirme Büyüsü ile hayatı
tehdit edecek büyüklükteki yaraları ve kopmuş, kesilmiş vücut parçalarını
iyileştiremem.Eris'in gerçek savaşlara ilişkin çok bir tecrübesi yok, bir anlık
dikkatsizlik sonucu hayatını riske atabilecek bir yara alması gayet mümkün.
Bundan dolayı zırh almamız gerekli gibi.Bu
konuda Ruijerd'i dinlemem daha mantıklı olur.
Zırh dükkanlarının genişliği bir hayli
büyük oluyor, ama Asura'daki dükkanlara kıyasla bayağı değişik.Bu yer daha bir
paslanmışlık hissi veriyor.
Dükkana girdiğimizde seyyar
satıcılarınkinden hafif daha pahalı ürünler görüyorum.Seyyar satıcılardaki
mallar daha ucuz olmasına, hatta aldığın bazı ürünlerde aşırı karlı çıkabilmene
rağmen, dükkandaki mallar daha çeşitli ve kalite güvencesi var.
Ayrıca bedenler de daha çok kategoriye
ayrılmış, sonuçta biz çocuk bedeni için kıyafet arıyoruz.
An itibariyle Eris'e bir zırh seçmesi için
yardım ediyorum.İş göğüs zırhına gelince birçok çeşit var.
'Kalbi korumak için kaliteli bir zırh almak
en iyisi olur...'
'Bu işimizi görür.'
Eris kendi bedenine göre bir zırh giyerek,
'Bu iyi mi?' diye soruyor.
Tabiki göğüslerine bakma şansını es
geçemem.
...Hmm, büyüdükleri muhakkak.
'Bir beden büyüğünü almalısın.'
'Nedenmiş o?'
Cidden bunu sorman gerekli mi?
'Büyüme çağındayız.Eğer tam şuanda üstüne
uyan bir şey alırsan, bir süre sonra içine giremezsin.'
Böyle diyerek, aynı zırhın bir beden
büyüğünü alıyorum.
'Bu gevşek değil mi?'
'İyidir, iyi.'
Eris vücudu için diğer zırhları alırken
söylenmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz günkü savaşların ardından kolay
yaralandığı bölgeleri de daha iyi biliyor.
Yaşam için önem teşkil eden yerlerle diğer
bölgeler bir yana, peki ya kafan?
Eğer çok ağır olursa hızı düşer, ama kafa
da hayati önem taşıyor, nasıl bir şey almalı?
'Bu kask nasıl?'
Dünya'nın sonuna gelmiş zorba bir kralın
erkek kardeşine aitmiş izlenimi veren bir kaskı tavsiye etmeyi deniyorum.
Eris dobraca tiksindiğini ifade eden bir
yüze bürünüyor.
'İğrenç görünüyor.'
Reddedildim.
Günümüz gençliği iyi maldan anlamıyor olsa
gerek.
Birkaç kask daha denedikten sonra, çok
ağır, çok demode, iğrenç kokuyor, görüş alanı çok dar gibi gerekçelerle sonunda
saç bandı gibi bir şey aldık.
Görünüşe göre saç bandı demir bir plağın
üstüne dikilmiş ve Hachikin diye adlandırılmakta.
Eklemek gerekirse, önceden aldığımız
kapüşon saçlarını gizlemek içindi ve koruyucu bir zırh gibi niteliği yoktu.
'Ve işte bu.Nasıl olmuş Rudeus! Artık
maceracı gibi duruyor muyum?'
Eris giyindiği maceracı hafif zırhı ve
hemen yanındaki Robin'den aldığı palaya benzeyen kılıçla şıp diye dönüyor.
Dürüst olayım, bildiğin cosplay gibi
durmuş, üstelik göğüs zırhının bedeni hiç olmamış.
'Üzerinize çok güzel oturmuş.Ojou-sama,
neresinden bakarsam bakayım, artık deneyimli bir savaşçı gibisiniz.'
'Öyle mi? Ohoho.'
Eris ellerini beline yerleştirip,
gülümseyerek kendine bakıyor.
Eris gülümseyedursun ben de pazarlıkla
fiyatı 1 demir sikkeye indirdim.
Düşündüğüm gibi, tam setler pahalıya
patlıyor.
'Şimdi sıra Rudeus'ta!'
'Benim pek ihtiyacım yok ama?'
'Olmaz! Bir cüppe alman lazım! Cüppe!
Büyücülerinki gibi!'
Kılıç ustası olup çocukluk arkadaşınla
maceraya çıkmak.
Eris böylesine bir senaryoyu yıllarca
istemiş olsa gerek.
Bazen geceleri uyuyamadığı günler olmasına
rağmen, gün içerisindeki Eris düşüncelerini ve isteklerini hiç saklamıyor.
Eh sorun değil, istediği gibi olsun.
'Oji-san, bana uygun bir cüppen var mı?'
Sözümü duymasıyla zırh dükkanındaki yaşlı
adamın sessizce dolabı açması bir oluyor.
'Bunlar Hobbit ırkına göre.'
Renk renk cüppeler var ve her birinin
kendine has farklılıkları var.
Toplam 5 renk: Kırmızı, sarı, yeşil, mavi
ve gri.Oldukça açık tonda boyanmışlar.
'Renkli cüppelerin herhangi bir farkı var
mı?'
'Cüppeler Sihirli yaratıkların postlarından
yapılma, yapıldıkları yaratığa göre de dirençleri var.'
'Kırmızı ateş, sarı ise toprak... Peki ya
kül rengi olan?'
'O bildiğin sıradan bir elbise.'
Anladım.Kül rengindekinin yarı fiyat
olmasına şaşmamalı.Diğer renk cüppeler arasında da hafif farklar var,
muhtemelen materyallerden kaynaklanan farktan ötürüdür.
'Rudeus'a mavi gider!'
'Nedenmiş o...'
Eğer yakın dövüşe girersek şok dalgasının
patlama etkisiyle havaya uçabilirim, belki de yeşil veya kırmızı daha iyidir.
Acaba rakun mu olsun tilki mi?
'Evlat.Hangi büyüyü kullanıyorsun?'
'Tüm tipteki büyüleri kullanabiliyorum.'
'Hoh.Etkileyici.Bu kadar ufak görünmene
rağmen...Eh, biraz daha para eklemen gerekecek olsa da...'
Yaşlı adam diğerlerine görece daha koyu gri
bir cüppe çıkarırken konuşmaya devam ediyor, yalnız tıpkı bir sıçanın rengi
gibi.
ꕥ Burada sıçan ve gri rengiyle alakalı bir kelime oyunu yapılıyormuş, ama tabi önemli olan Greyrat'ın anlam olarak gri sıçan olması.
'Bu Mackey sıçanının başından yapılma.'
'Mickey Mouse?'
'Fare değil, sıçan.'
Zihnimde siyah teni kırmızı kısa pantolonu
olan biri canlanıyor, hemen bu düşünceyi silip atıyorum.
Bu gerçekten tehlikeli--
Dokununca bildiğin elbise hissi vermesine
rağmen, aslında bir hayvanın başından yapılmış demek?
'Herhangi bir efekti var mı?'
'Büyü direnci olmasa da oldukça
dayanıklıdır.'
Giyip deniyorum.
'Biraz büyük geldi, bunun daha küçüğü var
mı?'
'En küçüğü bu.'
'Çocuklara göre bir şeyin olmalı değil mi?'
'Maalesef.'
Neden kendimi ilk defa normal bir elbise
giymiş judo öğrencisi gibi hissediyorum?
Eh, vücudum hale geliştiğine göre aslında
bedeni iyi bile olabilir.
Kalitesi de bayağı iyi, dediği gibi
dayanıklı, muhtemelen kesme darbelerine karşı dirençlidir.
Ve de sıçan rengini cidden sevdim, isim ve
görünüşü birbirini tamamlıyor.
'Peki, bunu alıyorum.'
'Beğendin mi? 8 demir sikkeye veririm.'
'Şey...'
Fiyatı indirmeyi deniyorum ve 6 demir
sikkeye alıyorum.
Ayrıca Ruijerd'le kendime de farklı renkte
saç bandı aldım.Gerektiğinde bu saç bandını Ruijerd'in alnındaki Sihirli taşı
gizlemek için kullanabiliriz.
Neden mi kendime de saç bandı aldım?
Çünkü arkadaşlarım birlikteyken dışlanmış
hissetmek istemem.
Kendimize bir şeyler almaya giderken
Ruijerd'i Veskel'i gözlemlemek üzere bıraktım.
Onlardan çok şey beklemesem bile, yaptıkları
işe bakarak bizim ünümüzü düşürmeleri de olası.
Bu yüzden Ruijerd'den gözlemlemesini
istedim.
Bana, 'Madem bu kadar endişe edecektin, en
başından parti kurmasaydın onlarla.' dedi.
Haklısın.
Ama onların sayesinde ek gelir kaynağımız
oldu.
Çıkarımlarıma göre işlerini samimi olarak
yapıyorlar.F seviye görevlerde bile herhangi bir isteksizlik belirtisi
göstermediler ve ellerinden geleni yaptılar.
Veskel bugün böceklerden kurtulma görevini
aldı mesela.Mutfaktaki tiksinç şeylerden kurtulmayı amaçlayan bir görev.
Veskel Zumeba ırkından, ve salyasında bir
çeşit zehir var.
Salyası sayesinde böcekleri çekip hemen
öldürebiliyor, veya daha iyisi felç edip Zumeba yiyeceğine dönüştürüyor.
Özetlemek gerekirse, böceklerden kurtulmak
onun uzmanlık alanı.
İş talebinde bulunan yaşlı bir kadın.Kadın
dudakları devamlı へ
şeklinde bulunan acayip bir tip.
Ruijerd'in dediğine göre kadın en ufak bir
tatminsizlikte adam kovalayacak tiptenmiş.
Ama Veskel böyle bir sorun yaşamadı ve
çabucak böcekleri imha etti.
Ruijerd de bunu doğrulayıp evde böcek
kalmadığını söyledi.
Sonrasında Veskel boşlukları ip gibi bir
şeyle kapayarak böceklerin girip çıkabileceği yerleri engellemiş.
'Çok teşekkür ederim Veskel, bu böceklerden
uzun süredir çekiyordum.'
'Bana teşekkür etmenize gerek yok, eğer
başka istekleriniz olursa, her şeyi 『Ölü Son'dan Ruijerd』'e
bırakmanız yeterli.'
'『Ölü Son'dan Ruijerd』
mi? Artık parti adın bu mu?'
'Öyle bir şey işte.'
Veskel kadınla muhabbete devam ediyor.
'Eğer böcekler tekrar gelirse, bunları
kullanın.'
Yaşlı kadına ufak şişelerde salyasından
vererek veda ediyor.
Görev tamamlandı.
Maceracılar Loncası'nda bizimle buluştu ve
ücretini aldı.
'Anlattıklarına göre sıkı çalışıyorlar.'
'...Ah.'
İşini tek kelimeyle mükemmel yaptı, hayal
edebileceğimden de iyi.Yaşlı kadınla içli dışlı olup üzerine bir de ek hizmet
verdi.Başkalarını taklit ederek işini gören bana kıyasla, başkalarını
etkilemekte on numara iş yaptı.
'Görünüşe göre tamamiyle kötü birileri
değiller.'
'Öyle görünüyor.'
Eh, ben bile hala onlardan biraz şüpheleniyorum.
Ama sadece Ruijerd'in adını yüceltmek
onlara bir yük teşkil etmemeli.
Muhtemelen mental olarak 'endişesiz biçimde
para kazanmak' modundalar, bu yüzden bize ihanet etme ihtimali azalıyor.
'Ama gerçek şu ki, değiştirilemez kötü
şeyler yaptılar.'
'Ama şuan için ellerinden geleni yapıyorlar
Ruijerd-san.'
'Hmm...'
Suçlular bile bir yerden sonra kötü şeyler
yapmayı bırakabilir.Tıpkı onlar gibi, kendim gibi, Ruijerd gibi.
Onları özellikle hayvan kaçırma konusunda
uyarmadım, ama yine de bunu yapmayı bıraktılar.
Eh, daha 3 gün oldu.Henüz yaptıklarının
açığa çıkması üzerine neredeyse ölümle burun buruna gelmelerini unutmaları için
erken.
'Ama tek övgüye değer şey şuan
olabilir.Fırsata mahal vermemek için gözlemlemek en iyisi.'
Ruijerd böyle dediğimi duyunca kaşlarını
çatıyor.
'Sen...birlikte iş yaptığın insanlara
güvenmiyor musun?'
'Elbette.Bu koca şehirde güvendiğim kişiler
sadece sen ve Eris.'
'...Öyle mi.'
Ruijerd galiba başıma koymak üzere eline
uzattı, ama nedense öyle yapmadı.
Ruijerd'e güvenmeme rağmen, sanırım onun
güvenini kaybettim.
Eh, öyle sonuçlansa bile sorun değil.
Hedefim Asura Krallığı'na Eris'le birlikte
dönebilmek ve Supard ırkının şöhretini biraz olsun düzeltmek.
Ruijerd'in güvenini kazanmak gibi bir
hedefim yok.
'Hadi gidelim.'
Sihirli ışıklandırma taşlarının ışığı
altında usul usul yürüyerek hana geri döndük.
---
Sanırım maceracı olarak hayatımız yolunda
gidiyor.